34,5871$% 0.12
36,2634€% 0.7
43,6005£% 0.6
2.963,27%-1,39
2.671,22%-1,27
9.639,88%0,94
29 EKİM’DEN 10 KASIM’A – II
Salih Özbaran*
Cumhuriyet devrimlerini benimseyen ve korunması için and içen Kasabalıların emperyalizme ve din sömürüsüne karşı tepkisini ve takındıkları tavrı, İstiklal (Koza Pazarı) meydanından 1925 tarihindeki haykırışını dile getireyim. Kasaba müftüsü, Hasan Basri, Türk Ocağı Reisi adına Ziya, Cumhuriyet Halk Fırkası [Partisi] mutemedi Mustafa, Belediye Reisi Cemal Sururi, Harikzede [yangına uğramışların] Cemiyeti Reisi Vekili Refet, İdman Yurdu Reisi Cevdet, Çiftçiler Birliği Reisi Süleyman’ın imzalarını taşıyan ve “Kasaba ahalisi namına” ortaya konmuş metnin birkaç satırını nakledeyim:
Cumhuriyet’e Bağlılık Yeminleri
“İslamiyet’in esas rey-i umdesine [ilkesine] istinaden Türk milletinin yegâne gayesi olan ve insanlığın asrî ihtiyaçlarını teminden ibaret bulunan teceddüd [yenilenme] ve inkılabımıza karşı ecnebi düşman paralarına tamaen [özenerek] bazı müfsidlerin [bozguncuların] şark vilayetlerimizde saf ahalimizi din perdesi altında ihtilal ve isyanlarını bütün mevcudiyetimizle telin [lanet] ve nefretle yad ederiz…”.
Aynı yıl içinde, tüm acı ve yetersizliklere rağmen, Yeni Gün gazetesinde çıkan ve tarihçi Mevlüt Çelebi’nin Atatürk ve Manisa kitabından alıntıladığım şu sözler ise, Kasaba’nın ulaştığı düzeyi göstermesi bakımından çok önemlidir:
Kasaba dün tamamen asrî [çağını yakalayan] bir memleket kıyafetini iktisab etti [benimsedi] ve Türk Milletinin dimağı Büyük Reis-i Cumhur Gazi Paşa Hazretlerinin huzuruna kemal-i serbestiyle [olgunlukla] çıkmaya kesb-i istihkak etmişti [hakkıyla kazanmıştı].
Gazi’nin Kasaba’ya ikinci (7 Eylül 1922 tarihinde 9 Eylül İzmir için stratejik hazırlığını yaptığı günü de sayarsak üçüncü) gelişinde, hıncahınç istasyon kalabalığında, kulluktan yurttaşlığa yükselmenin sevinciyle, Türk Ocağı Başkanı Dr Seyfettin Bey’in “Muhterem Gazi, Ulu Halaskâr [Kurtarıcı], Kahraman Müceddid [Yenilikçi] ve Büyük Mürebbi [Eğitici] olarak hitap ettiği konuşması, ona ne denli güven ve minnet duyulduğunun aynası gibiydi:
“Asırların batıl hurafeleri [anlamsızlıkları] içinde puyan olan [koşan] asil ve necip Türk milletine hakikati ihsas ettin [duyurdun]. O benim yüksek milletimin kirli ve sefil ihtiraslarla karıştırılan hüviyetini sen meydana çıkardın. Sen benim için bir güneşsin. Karanlıklar içinde çırpınan Türk’e nurlu yollar gösterdin. Vatanın öz sahibi evvelce hakîr [değersiz, bayağı] idi, uşak idi. Ona efendiliği ihzar eden [hazırlayan] sensin]”.
Aynı yılın Aralık ayında yine Belediye Başkanı ve Halk Fırkası yetkilileri, kimi cemiyetler başkanları ve Cumhuriyet sevdalılarının imzasını taşıyan bir telgraf ise yepyeni, çağını yakalamayı amaçlayan, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılıklarını şöyle dile getiriyorlardı:
“Sevgili Büyük Millet Meclisi Heyetimize ve onun aziz hükümetine muhabbet ve sadakatimizi arz ve teyid [eder, yineler] ve verilecek her bir emirlerine karşı çok müteyakkız [bilinçli] ve hassas bulunduğumuzu temin eyleriz efendim“.
Eğitimdeki uyanış
Bu arada eğitim ve kültür alanındaki yenilikler, toplumu çağdaş dünya ile bütünleştirecek girişimler de hız kesmiyordu. 1926 yılında açılan Cumhuriyet Okulu, bir-iki yıl ardından İsmet Paşa [sonradan Namık Kemal] ve Hilal okulları genç nüfusu Cumhuriyet ilkeleriyle hazırlamaya başlamışlardı. 1928 yılında gerçekleştirilen, okuma-yazma oranını hızla arttıran harf devrimi ve yeni harflerin peşinde olanlar için açılan Millet Mektepleri, çağını yakalamak isteyenleri Cumhuriyet rejimi ile ayağa kaldırıyordu. 11 Teşrinisani (Kasım) 1928 tarihinde kabul edilen Millet Mektepleri Talimatnâmesi gereğince açılan Millet Mektepleri Kasaba’nın -birçok kentte olduğu gibi- Kasaba’yı çağdaş dünyaya yaklaştırıyordu.
Zorluklar içinde planlanan okulların var olan nüfus için yeterli olmayacağı belliydi; okul çağındaki çocukların dışında halkı aydınlatabilecek çabaların harcanması kaçınılmazdı. 1927 yılı il zabıtlarında Muallimler Birliği’nin açılacak “Halk Dershaneleri” için istekte bulunduğu kayıtlıdır ve destek için Turgutlu’ya 450 TL ayrılmıştır. 1928 yılında 10 kadın 5 erkek dershanesi açılmış, 130 kadın ve 398 erkek diploma almıştır. 1929 yılında ise 18 kadın, 18 erkek dershânesi açılmış, 170 kadın 491 erkek diploma almıştır.
Millet Mektepleri’nin tamamlayıcısı olarak 1930 yılında kurulan “Halk Okuma Odaları”nın hedefi de şöyle açıklanmıştı: “Okuma yazma bilenlere okuma zevkini vermek, okumayı sevdirmek, mevcut bilgilerini arttırmak, halkı kahve ve gazino yerlerinden kurtarmak. fikir ve vatandaşlık terbiyesini geliştirmek”.
1932’de İl Meclis kayıtlarına göre 91 A ve 14 B dershanesi olmak üzere 105 dershâne açılmış, 103 öğretmen görev yapmıştı; 3150 erkek, 487 kadın kaydedilmiş, 2320 erkek ve 376 kadın düzenli devam etmişti.
* Emekli Tarih Profesörü
‘Sevgili çocuklarımızı geleceğe güzel hazırlamak için’