34,5760$% 0.09
36,2216€% 0.57
43,5281£% 0.44
2.968,70%-1,21
2.666,45%-1,45
9.646,08%1,01
Salih Özbaran*
Anadolu gazetesinin 17 Temmuz 1932 tarihli haberinde bildirildiğine göre Turgutlu dahilinde çocuk sayısı bir önceki yıl 4325 iken o yıl kız ve erkek öğrenci sayısı 4445’ti. Ancak bu sayının yalnızca 497 kız ve 927 erkek öğrencisi okula devam edebilmekteydi. Kasaba okullarında yarımşar gün uygulamasıyla yeni derslikler kazanılırken daha en az dört okula ihtiyaç vardı. Köylerde ise 14 okulun yapılması gerekmekteydi. Bu arada, -Hakkı Uyar’ın 1993 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde 1923-1950 yıllarını kapsayan eğitime ilişkin Yükseklisans tezinde verdiği bilgilere göre, il çapında, “Köy Yatı Mektepleri” planlaması içine Ahmetli ve Urganlı dahil edilmişti. 1935 yılında da Derbent ve Çepnidere ilkokulları öğretime başlamış, 1937 yılında da Ahmetli’de bir yatı okulu açılmıştı. Bu bağlamda Turgutlu köylerine yardım gitmişti.
Ortaokul:
Kentte ilkokulların dışında ilk kez bir ortaokulun açılışı yapılmıştı; öğrenciler sınırlı bir kontenjan ile Manisa Ortaokulu’na gitmekten kurtulmuşlardı. Nüfusu 25.000’e dayanan Kasaba 1937-38 öğretim yılında Sevinç Meydanı’nda -yakın bir zamanda Üzümcü Ailesi’nin bağışıyla Belediye tarafından Kent Müzesi olarak düzenlenen o güzel yapının vaktiyle yakınında- Dereli Mehmet Bey’in bazı binalarında ortaokuluna kavuşmuştu. Sonraki yıllarda, halkın yapacağı 100 bin lira bağışla devreye sokulacak (Anadolu, 13 Nisan 1937), çok daha modern bir yapıda öğretimini sürdürecekti Orta Okul. Benim 1952-1955 yıllarında okuduğum, Ali İkiz, Saadet Hanım, Hasan Fehmi ve Şayan Bey gibi kuruculuğunun önderleri sayılan değerli öğretmenleri tanıma fırsatı bulacaktım sınıf arkadaşlarımla birlikte. Tarım derslerinde, bahçesine -yıllar sonra orman gibi yükselecek olan- çam fidanlarını diktiğimiz- ortaokulun başlangıcına ilişkin bazı bilgileri Yeni Asır gazetesi 10 İkinciteşrin (Kasım) 1938 tarihli sayısındaki şu haberle yansıtayım:
“Turgutlu Orta Okulu’nun talebe mevcudu, civar kasaba ve köylerden gelenlerle bu yıl dörtyüzü bulmuştur. Alaşehir’den bile bu okula talebe gelmekte ve akşam dönmektedir. Mektep müdürü ve muallimler talebeleri iyi bir şekilde yetiştirmek için çok çalışmaktadırlar. Mektebin ihtiyaçlarını temin maksadıyla bir kooperatif teşkil edilmiş ve faaliyete geçirilmiştir. Bundan başka mektepte bir temsil kolu, müzik kolu ve izci teşkilatı kurulmuştur. Temsil kolu yakında bir müsamereyi verecektir. Müzik kolunu musiki öğretmeni Rifat Bey idare etmektedir ve mükemmel bir koro vücuda getirmiştir. İzci teşkilatı yeni kurulmakla beraber büyük ilgi görmektedir”.
Sanat Okulları
Kasaba’da bir yandan köy ilkokulları açılırken, merkezde ilkokul sayıları çoğaltılırken ve ortaokul öğretime sokulurken bir yandan da -daha sonraki yıllara bırakılmış bulunsa da- 1943 yılında, Pratik Kız Sanat Okulu, 1946’da da Erkek Sanat Okulu açılmıştır. İlkokullardan gelen öğrencilerine kucak açacak ve meslek liselerinin temelini oluşturacaktı bu okullar. Öğrencilerin mesleki becerilerini geliştirmek sanat/zanaat yolunda ileri adımlar atmak, ev ekonomisine yardımcı olmak amaçlarından bazılarıydı. Turgutlu’da andığım bu sanat ve zanaat becerileriyle hizmet etmiş, iş tutmuş sayısız hemşehrimize rastlayabilirsiniz.
Halkevi’nden fışkıracak kültür
Halkevi hakkında daha önce çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığım yazılardan söz etmeme gerek yok. Çeşitli vesilelerle Halkevi ve Cumhuriyet İlkokulu’nu içler acısı durumlara getiren siyaset temsilcilerine, çare bulmaları yolunda medya yoluyla dileklerde bulunmuştum. Son birkaç yılda bir yardımseverin himmetiyle Cumhuriyet Okulu binası onarılmış; Halkevi Belediye Başkanlığı olarak kullanılmış olan Halkevi ve CHP’nin binası da onarıma alınmıştır.
Ben esas konuma döneyim ve Atatürk’ün ölümünden 3 ay kadar önce, 12 Ağustos 1938 tarihinde Yeni Asır gazetesinde “Valimiz Doktor Lütfü Kırdar’ın uğurlu eli ile temeli atılan şehrimiz Parti ve Halkevi binasının inşaatı hitama ermek [bitmek] üzeredir” diye başlayan haberden şu satırları aktarayım.
Fotoğraf-1: Turgutlu Ortaokulu’nda görev yapan Müdür Ali İkiz (orta yede) ve öğretmenler;
“Bina memleketin en mutena bir yerinde kurulmuştur. Halkevi Ege Bölgesi eşine tesadüf edilmeyecek güzelliktedir. Binanın her tarafı bitmiş, yalnız konferans salonunun ikmaline [tamamlanmasına] çalışılmaktadır. İçindeki teşkilatı, istikbalde büyük bir ihtiyaca karşı duracak şekilde tanzim edilmiştir.
Sinema, holler, istirahat ve konferans salonları, kalorifer tertibatı çok mükemmeldir. Bütün kapılar kara ağaç ve kontrplaktan yapılmıştır. Bahçesinin şimdiden tarha [düzenlemeye] ve hendesi şekillerle tezyinine [geometrik biçimlerle donanımına] başlanmıştır. Üst kat salonunda Ulu Önderimizin fotoğrafını tezyin [süsleme] için modern elektrik tertibatı yapılmıştır.
Parti başkanımız binanın inşaatı ile daima alâkadar olmaktadır.
Buranın resmi küşadı [açılışı] Cumhuriyet bayramında yapılacaktır”
Daha sonraki yıllarda Belediye’ye de hizmet verecek olan, çocukluğumda birçok sosyal faaliyetlerine tanık olduğum, 50 kişilik bir kitaplığı ve 350 kişilik tiyatro ve sinema salonuyla donatılmış bir muhteşem kültür merkeziydi Halkevi.
* Emekli Tarih Profesörü
Fotoğraf: 2- Halkevi ve CHP binasının sona yaklaşan yapımı.
CHP’li Özel, Gediz’deki toplu balık ölümlerini sordu