DOLAR

35,2068$% 0.3

EURO

36,7672% 0.92

STERLİN

44,3202£% 0.7

GRAM ALTIN

2.968,33%1,32

ONS

2.622,74%1,01

BİST100

9.724,50%-0,42

İmsak Vakti a 02:00
Manisa HAFİF YAĞMUR 10°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

TURGİP’ten “kadına şiddet” açıklaması:

ad826x90
ad826x90

“Her sessiz kalınan şiddet bir gün bizi bulacaktır”

Turgutlu Genç İş İnsanları Platformu (TURGİP) üyesi avukatlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü sebebiyle bir açıklama yaptı.

TURGİP üyesi Av. Şevval Güzel ve Av.Yılmaz Sait Yücel tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: 
“Şiddet, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesiyle ya da acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren her türlü tutum ve davranıştır. Kelimesel olarak duygu ve davranışta aşırıya kaçma anlamını da taşıyan şiddet, ortaya çıkış ve meydana geliş şekli bakımından evrensellik arz etmektedir. Yani şiddet, insanlığın var oluşundan bu yana farklı düzeylerde ve şekillerde süregelen bir olgudur. Günümüzde halen, hem ülkemizde hem de Dünya genelinde şiddet ve özellikle kadına yönelik şiddet en çok yaşanan sosyal sorunların başında gelmektedir. 
Kadına yönelik şiddet, kadınlara yalnızca kadın oldukları için uygulanan cinsiyete dayalı bir ayrımcılıktır. Bugünün anlamına binaen kadına yönelik şiddet eylemleri en başta olmak üzere her türlü şiddetin karşısında olduğumuzu bildiriyor, her türlü şiddeti kınıyoruz.
Toplum içinde yaşayan bireyler hukuk karşısında cinsiyeti de dahil olmak üzere herhangi bir şekilde kategorize edilmeksizin eşittirler. Kadına yönelik şiddet eylemlerinin her biri ayrı ayrı, başta az önce belirttiğimiz evrensel kuraldan kaynaklanmak üzere, insan hakkı ihlali niteliğindedir. Bu sebepten gerek evrensel gerek ulusal hukuk bağlamında çok sayıda hukuki düzenleme kaleme alınmış ve bu düzenlemeler yürürlüğe konulmuştur. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi(bilinen adı ile İstanbul Sözleşmesi) ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun bu düzenlemelerin başında gelmektedir. İstanbul Sözleşmesi ’nin hizmet ettiği amacın yanı sıra ülkemiz için ayrı bir önemi daha vardır: Türkiye 11.05.2011 tarihinde sözleşmeyi imzalayan ve 24.11.2011’de meclisinde onaylayan ilk ülke olmuştur. Yani önüne geçilmek istenen şiddet eylemlerinde en büyük sorumluluğu devletlere yükleyen İstanbul Sözleşmesi ’ni ilk olarak imzalayan ve kabul eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini, şiddete karşı durduğunu bu suret ile ortaya konmuştur. Bu normların amaç olarak şu iki noktada toplandığını söylememiz yanlış olmaz:
1. Şiddete maruz kalan ya da maruz kalma riski bulunan kadınlara maddi, psikolojik, hukuki ve sosyal bakımdan destek olmak, bu kadınların hayati tehlikelerinin bulunması halinde can güvenliklerini sağlamak. 
2. Şiddet eylemlerinin önlenmesi eğer önlenemedi ise faillerinin rehabilite edilmesi ve cezalandırılması için bu eylemlerin yaptırımsal anlamda sonuca bağlanması ve şiddet eylemlerine bağlanan bu sonuçların kamuoyunda caydırıcılık arz etmesi.
Her ne kadar yukarıda bahsettiğimiz hukuki düzenlemeler şiddet eylemlerine maruz kalmış ya da bu anlamda risk altında bulunan kadınları her anlamda korumayı, onlara destek olmayı ve şiddet eylemlerinin faillerini cezalandırmayı, bu yöntem ile kamuoyunda caydırıcı rol oynamayı hedeflese de maalesef statüko bu şekilde değildir. Şiddete maruz kalan kadınlar, yukarıda amaçlarından bahsettiğimiz hukuki normlar ve hukuki koruma yöntemlerinden yararlanmamakta ya da yararlanamamaktadır. Bu durumun çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Bu sebeplerden bazıları şu şekilde saymak mümkündür : İnsanların hangi eylemlerin şiddet niteliğinde olduğu konusunda bir tespit yapamamaları, şiddete yönelik bu hukuki düzenlemelerin varlığından haberdar olmamaları, haberdar olan kimselerin bu hukuki koruma yollarına başvurmak konusundaki bilgisizlikleri ve bu anlamda profesyonel bir destek almaktan kaçınmaları, özellikle dar sosyal çevreye sahip yerlerde çevre ve toplum baskısı ve şiddete maruz kalan kişilerin bu düzenleme ve hukuki korumaların kendilerine yardım edilebileceğine dair inançlarının olmaması. İşte tam da bu noktada bu minvalde eylemlere maruz kalan kimselerin yanında olduğumuzu bildiriyor ve kendilerine yukarıda sayılı sebeplerden herhangi biri ile karşılaştıklarında kendilerine yardımı dokunacağını düşündüğümüz birkaç husustan bahsetmek istiyoruz. 
–    İnsanlar şiddetin tanımı hakkında bilgi sahibi olmadıklarından, maruz kaldıkları eylemlerin şiddet eylemi niteliğinde olup olmadığı konusunda bir ayrım yapamamaktadır. Bu şiddet eylemlerinin önüne geçilememesinde önemli rol oynayan bir sebeptir. Bu sebebin ortadan kaldırılması için, toplumdaki her bireyin, ayırt etmeksizin ve şiddete maruz kalmayı beklemeksizin, şiddetin tanımı ve hangi eylemlerin şiddet eylemi niteliğinde olduğu konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bu hususta daha önce kaleme alınmış sayısız çalışmadan, bugüne kadar bu konuda yapılmış seminer kayıtlarından yararlanabilir ve bu alanda çalışmalar sergileyen sivil toplum kuruluşlarına bilgi sahibi olmak maksadıyla başvurabilirler. 
–    Bahsettiğimiz şiddet eylemlerinin mağduru bulunan kimseler, özellikle dar bir sosyal çevrenin egemen olduğu yerlerde, uğramış olduğu şiddet eylemlerine tepki göstermesi halinde karşı karşıya kalacağı problemlerden çekinmekte ve bu sebepten bahsettiğimiz hukuki koruma yöntemlerinin uğramış olduğu şiddete çare olamayacağını düşünmektedir. Bu çekinceler çeşitlilik arz etmektedir. Bunlar barınacak yer bulamama konusunda kaygılar, geçim sıkıntısı çekme konusunda kaygılar, can güvenliğinin tehlikeye düşmesi şeklinde kaygılar olarak örneklenebilir. Can güvenliği ile ilgili tehditlerin, kadına yönelik her türlü şiddet eyleminin önüne geçmek ve bu tip durumlarda kadınlara yardım edebilmek maksadıyla Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Kadına Destek Uygulaması(KADES) isimli uygulama hazırlanmıştır. Bu uygulama ile kadınlara yönelik risk ve tehdit eylemlerine en kısa sürede müdahale edebilmek hedeflenmiştir. Akıllı telefonlar vasıtası ile kullanılabilen bu uygulama vasıtasıyla can ve vücut güvenliğinin tehdit eden durumların önüne geçilebileceği düşünülmektedir. Ayrıca nüfusu belli bir sayının üzerinde olan yerlerde kadın sığınma evleri kurulması zorunlu tutulmuştur ve bu sığınma evlerinin yanı sıra bu bağlamda destek sağlayacak sivil toplum kuruluşları bulunmaktadır. Özet olarak, şiddete uğrayan kimselerin bu tür baskılara ve çekincelere yenik düşmemesini, KADES uygulaması konusunda bilgi edinmelerini ve bu uygulamayı cep telefonlarında bulundurmalarını, bu tip sonuçlara maruz kalan kimseler için kanuni düzenlemeler ile her türlü desteğin sağlanması için uygulamalar ortaya konulduğunu belirtmek isteriz. 
–    Bunun yanında şiddetin önüne geçilememesine sebebiyet veren diğer bir husus, şiddete maruz kalan kişilerin, gerek yukarıda saymış olduğumuz gerekse diğer hukuki düzenlemeler ile kendilerine tanınan haklar ve uğradıkları şiddet karşısında başvurabilecekleri hukuki yollar hakkında bilgi sahibi olmamasıdır. Bu düzenlemeler ve hukuki koruma yolları fikir sahibi olan kimselerin, bu konuda gerekli mercilere başvuru yapmak konusundaki bilgisizlikleri ve bu konuda hukuki destek alamamaları da bu başlık altında sayılabilir. Tam olarak bu noktada, hukuki bilgi almak, maruz kalmış olduğu şiddet eylemleri nedeni ile gerekli hukuki yollara başvurmak konusunda Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu’nun senelerden beri faaliyet gösterdiklerini, şiddet eylemlerine maruz kalan ve yukarıda saydığımız sebepler ile desteğe ihtiyaç duyan kimselere senelerden beri destek olduklarını ve desteğe hazır olduklarını hatırlatmak isteriz. Bizler de Turgutlu Genç İş İnsanları Platformu(TURGİP)’ nda birlikte yer aldığımız avukat arkadaşlarımız ile  bu bağlamda sizler için her türlü hukuki desteği sağlamaya ve giderek artan şekilde, her çeşit, yaş ve şiddete maruz kalan kadınların, yaşadıkları adaletsizliklerle savaşmak için bir araya gelerek sahip oldukları potansiyellerinin farkına varmalarını sağlamaya ve içlerindeki gücü uyandırmaya yardımcı olmaya hazırız.
Özetle; yukarıda bahsettiğimiz sivil toplum örgütleri, platformlar içinde görev alarak ya da bireysel olarak bu şiddet eylemlerine göz yummayarak bu şiddet eylemlerine karşı gelmenizi, kadına yönelik şiddet eylemlerine karşı ortaya konulmuş ulusal ve evrensel düzenlemeler konusunda bilgi edinmeyi daha fazla ihmal etmemenizi, bu bağlamda haklarınızı sonuna kadar kullanmanız için profesyonel destek almanızı, ülkemizde ve Dünyada bu eylemlerin öncelikle azalması ve nihayetinde son bulması ümidiyle sizlerden rica ediyoruz. Şiddet kaderimiz değildir ve unutmayalım ki her sessiz kalınan şiddet bir gün bizi bulacaktır. Saygılarımızla…”  

ad826x90

ad826x90

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Turgutluspor Süper Lig takımını eledi

HIZLI YORUM YAP