35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
2.622,74%1,01
9.724,50%-0,42
Dövizdeki yükselişten bağımsız olarak artış gösteren gıda ürünleri ve ortalama Türk vatandaşının günlük tüketip kullandığı ürünlerde büyük fiyat artışları herkesin malumudur.
Ayrıca son günlerde en çok duyduğumuz sözcükler ve kavramlar arasında “zincir market” ve “hayat pahalı” baş sıralarda yer alan iki ifadedir.
Aziz milletimizin büyük çoğunluğunun yapmak durumunda olduğu tüketim malzemeleri alışverişi, fiyat artışları hakkında her bir ferdimizin bilgi sahibi olmasını sağlamaktadır.
Herkesin derinden hissettiği hayat pahalılığı gelecekle ilgili tüm toplumumuzu derin bir endişeye sevk etmektedir.
İki yıldır Fetö tarafından pompalanarak toplumun maniple edildiği husus gerçekleşmek üzere olup, doların 10 lira olmasına minik bir fark kalmıştır.
Enerji başta olmak üzere, sanayi, teknoloji ürünlerinin yanında gıda ve tüketim malzemelerinde de ihracatımızın üzerinde dış alım yapmakta olmamız dövizin ülke ekonomisindeki önemini arttırmaktadır.
Bir de bu ekonomik tablonun yarattığı kargaşadan yararlanmaya kalkan acımasız sermayenin mevcudiyet, her şeyin üzerine tuz biber olmaktadır.
Doymak bilmez aç gözlü sermaye hiçbir değer ve insaf ölçüsüne sığmayan kar hırsılarıyla, her şeyi aşan oranda tüm ürünlerde zam yapmayı devreye sokmuş, neticede halkımızı da infiale sürüklemiştir.
Türk Milletinin nabzını tutmaktaki maharetini 2002 yılından beri yapılan tüm seçimlerde birinci çıkarak ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha suçluyu bulmuştur. Erdoğan ABD Türkevi’nde gazetecilere yaptığı “5 tane zincir market bütün ürünü toparlıyor,
üzere olup, doların 10 lira olmasına minik bir fark kalmıştır.
Enerji başta olmak üzere, sanayi, teknoloji ürünlerinin yanında gıda ve tüketim malzemelerinde de ihracatımızın üzerinde dış alım yapmakta olmamız dövizin ülke ekonomisindeki önemini arttırmaktadır.
Bir de bu ekonomik tablonun yarattığı kargaşadan yararlanmaya kalkan acımasız sermayenin mevcudiyet, her şeyin üzerine tuz biber olmaktadır.
Doymak bilmez aç gözlü sermaye hiçbir değer ve insaf ölçüsüne sığmayan kar hırsılarıyla, her şeyi aşan oranda tüm ürünlerde zam yapmayı devreye sokmuş, neticede halkımızı da infiale sürüklemiştir.
Türk Milletinin nabzını tutmaktaki maharetini 2002 yılından beri yapılan tüm seçimlerde birinci çıkarak ortaya koyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha suçluyu bulmuştur.
Erdoğan ABD Türkevi’nde gazetecilere yaptığı “5 tane zincir market bütün ürünü toparlıyor, piyasalar alt üst oluyor” açıklamasıyla suçluyu işaret etmiş ve söz konusu zincir marketlerin incelenmesi talimatını vermiştir.
Bu talimat sonrası ancak harekete geçebilen Rekabet Kurumunun internet sitesinde yer alan Kurul kararına göre, yeni tip koronavirüs salgını sürecinde, perakende gıda ve temizlik ürünleri ticaretiyle iştigal eden zincir marketler ile bunların tedarikçileri konumunda bulunan üretici ve toptancı seviyesindeki teşebbüslerin fiyatlama davranışlarının incelenmesi tamamlandığı açıklanmıştır.
Bu açıklamaya göre; BİM Birleşik Mağazalar AŞ, A101-Yeni Mağazacılık A.Ş, ŞOK Marketler Ticaret A.Ş, CarrefourSA Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi AŞ,, Migros Ticaret AŞ ve Savola Gıda ve San. Tic. AŞ’ne, “perakende seviyesinde faaliyet gösteren teşebbüslerin yeniden satış fiyatlarını belirlemek suretiyle” ilgili kanunu ihlal ettiği gerekçesiyle toplam 2 milyar 671 milyon lira ceza kesildiği bildirilmiştir.
Söz konusu bu rakam elbette kayda değer yüksek bir rakamdır. ***Yukarıda adı geçen ve sayıları ancak 5 olan zincir marketlerin gıda perakendeciliğinde ülkemizin toplam tutarının % 70’lik kısmını elinde bulundurduğu gerçeği göz önüne alınırsa yapılan ticaret hacminin yanında caydırıcı bir ceza olmadığı kabul edilecektir. AK Parti iktidarlarının göz yumması, hatta zaman zaman teşvik etmesiyle her birinin şube sayısı on binleri geçmiş durumda olan bu marketler şimdilerde Erdoğan iktidarının geleceğini tartışılır hale gelmesine neden olmaktadır. Başka bir deyişle AK Parti, Perakende ve Hal yasalarının çıkışını yıllardır savsaklayarak elleriyle bir canavar yaratmıştır. Zincir market canavarı ilk başlarda düşük fiyat avantajıyla Türk Milletini her sokakta açtığı şubelerden alışveriş yapmaya alıştırmış, şimdi ise piyasayı kontrol edebilme yeteneğiyle milletin sırtından aşırı kara yönelmiştir. Cumhurbaşkanının kısaca açıkladığı gibi birçok gıda ürününde neredeyse tüm üretimi kapatarak piyasada mal darlığına neden olmuş, fiyat artışı beklentisi yaratmışlardır. Vadeli aldığı malları depolamaya bile gerek görmeden dövizdeki yükselişle birlikte büyük vurgunlar yapmakta olan bu devasa yapıların oluşmasına izin verilmesi büyük hata olmuştur.
Zincir marketlerin şube sayısı birbirlerine olan mesafe kıstası başta olmak üzere sınırlanması gerekirken halkımızın, vahşi kapitalizmin “bırakınız satsınlar” ilkesi doğrultusunda sermayenin insafına terkedilmiş olması büyük vebaldir. 1994 yılında çıkarılan kanunla mal ve hizmetlerdeki rekabet şartlarının muhafazasını denetlemek üzere kurulan Rekabet Kurumunun, 5 Zincir marketin aralarında anlaşmak suretiyle rekabet şartlarını Türk Milletinin zararına bozmuş olmasını görmezden gelmiş olması son derece manidar ve görevi ihmal kapsamındadır. Öyle anlaşılıyor ki millet olarak devletimizin kurumlarının görev anlayışlarıyla da başımız büyük derttedir.
ŞEHİDİMİZ VAR