DÜNDEN BUGÜNE  HÜSEYİN TAŞKIRAN   

1959 yılı  Turgutlu  Cumhuriyet Mahallesi doğumlu Hüseyin Taşkıran, çocukluğunda  okul çıkışlarında sokak aralarında arkadaşları ile  top oynayarak futbolla tanışmış.Lise futbol takımında oynarken, rahmetli Hüsnü Türk, oynadığı maçlardan birinde oynadığı  futbolu  beğenerek, Turgutlu spor futbol takımına kazandırmış.Turgutlu spor genç takımında, 1973-1974-1975 yıllarında oynayarak kendini geliştirme imkanı bulmuş,1976 yılında Turgutlu spor A takımına yükselerek, 1 yıl boyunca bu takımda başarılı maçlar çıkarmış,1977 yılında Ahmetli spor’dan gelen transfer teklifini değerlendirip, bu takıma transfer olmuş.4 yıl boyunca bu takımda başarılı oyununu devam ettirerek, 1981 yılında askerlik görevini yerine getirmek için, Ahmetli spor’dan  ayrılıp askere gitmiş,askerlik yıllarında Karagücü  futbol  takımında oynayarak, bu görevinde  futboldan kopmadan, askerlik  yapma şansını bulmuş.Askerlik dönüşü bu kez Salihli’den gelen transfer teklifini değerlendirerek, Salihli Sanayi spor’a transfer olmuş,bu takımda da 1 yıl boyunca başarılı maçlar çıkararak sezonu tamamlamış.Sezon bitiminde Ahmetli spor’un yöneticisi Hasan Sayın’ın ısrarları dolayısıyla, şampiyonluğa oynayacak takım kurma vaatleriyle, tekrar Ahmetli Spor’a dönmüş,2 yıl daha bu takımda oynayarak, bu kezde Bahattin Köksal’ın transfer teklifini değerlendirerek ,Turgutlu Gençlikgücü futbol takımına transfer olur.4 yılda bu takımda başarılı maçlar çıkararak, takımına önemli katkılar sağlayan Hüseyin Taşkıran,bu yılların sonunda Çaylak Tuğla A.Ş. fabrikasında muhasebe görevinde çalışmak üzere iş hayatına atılır.1993 yılına kadar tam 13 yıl bu işyerinde çalışan Hüseyin Taşkıran, bu yıl içinde de Çaylak Nakliyat bürosunu açarak, kendi işiyle hayat mücadelesine devam eder.2002 yılında emekli olmasına rağmen nakliyat işine 2010 yılına kadar devam ederek, iş hayatına bu yıllarda son verir, bu günlerde kendi arazisinde tarımla uğraşarak yaşamını sürdüren Taşkıran, 1 kız 1 oğlan 2.side yüksekokul mezunu 2 çocuk babası Taşkıran’ın, unutamadığı anılarınıda şöyle anlatıyor.Gençlikgücünde oynarken Tukaş spor ile 1-1 berabere kaldığımız maçı o maçın içinde yaşanılanları unutamıyorum.Tukaş spor’da oynayan  6-7  futbolcu İzmir’li yani dışardandı  bizim takımımız ise ilkeler gereği hepsi Kasabalıydı, bu maçtaki mücadelemiz unutulacak gibi değil ama, Hocamız Bahattin Köksal’ın verdiği taktik başarımızdaki etkendi, ilk yarı ben Levent’i,Kubilay’da Vedat’ı marke ediyorduk, ikinci yarıda hoca bu görevi ben Vedat, Kubilay’da Levent’i marke  olarak değiştirince, oyunun seyri değişip bu skorun ortaya çıkmasına etken oluyordu.Ayrıca Ahmetli spor’da oynarken, Manisa’da Mensucat spor ile final maçı oynuyorduk, bu maçı 2-1 lik skorla kazanmıştık golün 1’inide ben atmıştım, bu iki maçı unutamıyorum dedi.Hüseyin Taşkıran’ın şimdiki gençlere mesajları şunlar,çocuklarımız biraz parladığı zaman hemen beklenti içine girerek, maddi beklentiyi öne çıkarıyorlar,bizim zamanımızda bu tip beklentiler yoktu,forma aşkı ,temsil aşkı vardı, bu tip beklentiler hep ikinci plandaydı,kendilerini geliştirmek yerine bu beklentileri onlara zarar veriyor.Bizim zamanımızda biz günde 2-3 maç yapardık yorulmazdık, şimdiki gençlere bakıyoruz bir maç yaptıklarında yorulduk diyorlar.Ayrıca bu günün futbolcuları büyüklerine abilerine saygı duymuyorlar, bizim zamanımızda bu durum ayıp bir şeydi, bunu böyle yapanlar takımlarda tutulmazlardı,haklı bile olsak sesimizi çıkarmazdık saygı gösterirdik, bence bu durum alt yapıların yetiştirme noksanlığı olarak görülüyor.Lise takımında oynarken Manisa 19 Mayıs arka sahasında oynadığımız bir maçta, sahanın zemini kömür tozluydu, düştüğüm esnada belime kömür parçası saplanmış, maçın heyecanından farkında değilim ,imkanlar kısıtlı olduğu için orada duş alamamıştık, eve geldiğimde duş alırken bunun farkına vardım acısını hissettim.Şimdi İlçemizde ve etrafımızda her yer tesis çim sahalar halı sahalar imkanlar çok iyi gençlerin bence mazeretleri yok, spor yapsınlar bizim zamanımızda biz sakatlık nedir bilmiyorduk, şimdiki gençlere bakıyoruz en ufak darbede sakatlandım diyorlar çıtkırıldımlar, futbol’un erkek oyunu olduğunu unutuyorlar diyor.Futbol hayatı boyunca hep orta sahada solunda veya göbeğinde oyun kurucu olarak görev yapan Taşkıran, iki ayağınıda kullanmasına rağmen, genelde sol ayaklı olduğundan solak futbolcu olarak, teknik ve mücadeleci yapısıyla, hırslı futboluyla, futbolseverlerin gönüllerine ve hafızalarına kazınmıştı.Kasaba Medya Gazetesi olarak, Hüseyin Taşkıran’a, bizlere zaman ayırıp kendini sizlere tanıtma ve hatırlatma fırsatını verdiği için teşekkür ederek, ailesi ile birlikte sağlıklı mutlu huzurlu bir ömür geçirmesini temenni ediyoruz.                                                                                                                                                                                                                  Ali Ulvi Çiçek