ES.ATİ ‘DEN ESİNTİLER YAŞAM ÇÖZÜM ÜRETEBİLMEKTİR!
Bir varmış bir yokmuş, kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç kıl saç görmüş. “Hımm”… “galiba bugün saçımı örgü yapacağım!..” demiş Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş!!. Ertesi gün kalkmış, aynaya bakmış, Kafasında iki tel saç kalmış
“Hımmm,” “Bugün saçımı ikiye ayıracağım” demiş. Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş.. ertesi gün kalkmış, aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var. “Tamam, tamam demiş…artık bugün at kuyruğu yaparım…” Öyle de yapmış, ve çok çok güzel bir gün geçirmiş… ertesi gün aynaya baktığında, Kafasında bir tek tel bile kalmamış!!. “WaaaaW!” diye bağırmış. “Bugün saç derdim yok!!!!”
YAŞAM O KADAR GÜZEL Kİ ENGELLERE TAKILIP KALMAYALIM.
10-16 Mayıs ve 3 Aralık tarihlerini engelliler unutmuyor, birilerinin ilgisizliğine rağmen her ne kadar engelliler açısından buruk geçse de, onlar kendi günlerini unutmazlar. Bazıları bu tarihlerde nasılsa yılda bir kez ya, topluma hoş görünmek için engellilerin gönlünü hoş tutma çabasında olur. Ancak bunlardan kaç tanesinin samimi olduğu bir muammadır. Ülke nüfusunun %12 sine tekabül eden büyük bir çoğunluğun acaba % kaçı bu tarihlerde hatırlanır ve gönlü hoş edilir. Hem yılda birkaç gün, gönülleri hoş tutulsa ne olacak. Önemli olan samimi bir ilgidir. Bunların nasıl yaşadıkları ve nelere rağmen yaşadıkları bilinmedikten sonra ne fayda.
Yıl boyunca hiç merak etmediğiniz ve sizi ilgilendirmeyen engelli çocukların, ailelerinin neleri yaşadıklarını bari bu günlerde merak edin, Embesil, Zihinsel, Omurilik felçli, yürüme engelli, görme engelli, spastik, işitme vb. farklı bir çok engel grubundan çocukların ana babalarının neleri yaşadıklarını yılda bir kez öğrenmeye çalışın ve yaşayın. Hele hele Türkiye’de ciddi bir destek sunulmayan ruh hastaları ailelerinin yaşadıklarını merak edin. Akıl ve Ruh hastaneleri tedavi amaçlıdır. Oysa tedaviye cevap vermeyen bu hastalar sokağa salınmakta ve aileleri yalnız bırakılmaktadır. Engelli çocuğa kavuşmak bir piyangodur, ne zaman ve kime çıkacağını kestiremezsiniz. İnşallah bu bilet size çıkmaz, çıkar ise buna, Allah’tan gelen bir armağan olarak bakılmasına dikkat edilmelidir. Engelliler için kendi örgütleri beyin vazifesini görür. Siz vücudun diğer organlarına güç vermiyor olsanız bile, bari beyin vazifesini gören örgütlerine destek sunun diyeceğim.
Engelli olmak hayat şartlarında zor durumda olmak anlamına gelmektedir.İnsanların fiziksel yada ruhsal engelleri dolayısı ile sıkıntılarının giderilmesi hepimizin görevi olmalıdır.Belediyelerin yol ve kaldırım düzenlemelerinden ulaşım sorunlarına sosyal aktiviteler ve iş imkanlarına kadar bir çok alanda yardım bekleyen konular bulunmaktadır.Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını anlamak için empati yapmak gerekir.Unutmayalım ki bizler de onların yerinde olabiliriz.Yalnızca engelliler haftasında değil her zaman onların sorunları ve sıkıntıları ile ilgilenmek ve çözümler üretmek gerekir.
Hayatın başımıza neler getireceğini bilmek mümkün değildir.Her yıl binlerce kişi çeşitli nedenler ile engelli kalmaktadır.Bizlerin onlara yapabileceği şey acımak değil onları koruyacak ve şartlarını düzeltecek tedbirleri almak,çözümleri üretmek olmalıdır.
Engellilerin toplumda karşılaştıkları sorunlar nelerdir?
Engelli bireyin yaşadığı sıkıntılar ve zorluklar hem aile hem de sosyal çevresinde kendini gösterir. Engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorunudur. Engellilerin içinde yaşadıkları fiziksel çevre, sahip oldukları fiziksel işlev bozuklukları/yetersizlikleri ve bunun yol açtığı sınırlamalar yüzünden büyük önem taşımaktadır. Eğitim konusunda belirttiğimiz gibi, toplumu tasarlarken, bir toplum modeli ortaya koyarken, içinde yaşanılan fiziksel çevreyi de o toplumun içinde yaşayan herkesi düşünerek tasarlamak gerekir. Yaşanılan konuttan tüm kamusal yaşam alanlarına, ve ulaşım araçlarına kadar tüm çevresel unsurların engellilerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanmadığı bir gerçektir. Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, parklar ve bahçeler, okullar, içinde yaşanılan konutlar, ulaşım araçları ve bunun gibi daha bir çok fiziksel çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddi birer engel oluşturmaktadır. Böylece sahip olduğu engeli nedeniyle hareket yeteneği sınırlanmış insanların bu ve benzeri sebeplerle yaşadıkları sınırlama daha da pekişmektedir. Bunun anlamı Hareket yeteneği sınırlanan bireyin toplumsal yaşamdan dışlanmasıdır. Oysa bütün bunlar, engellilerin topluma katılmasını, toplumla bütünleşmesini kolaylaştıracak bir biçimde tasarlanabilir ve geliştirilebilir.
Engellilerin sorunlarına çözüm yolları nelerdir?
1- Ağaçların , elektrik direklerinin, trafik levhalarının dikilmesinde belirli bir standart getirilmelidir. Bunların dikilmesi görme engellilerin ve ortopedik engellilerin yürümelerine engel olacak şekilde olmamalıdır:
a- Bunlar yol tarafındaki kaldırım kenarına aynı aralıklarla ve aynı hizada dikilmelidir. Öyle ki görme engelli bir kişi hangi kaldırıma çıkarsa çıksın karşısına çıkacak olan bu engellerin hep aynı olduğunu bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Şayet kaldırımın ortasına dikilmesi gerekiyorsa, kaldırımın yol tarafındaki kenarında bir kişinin ya da tekerlekli bir sandalyenin geçebileceği kadar boşluk bırakılmalıdır. Bebek arabası taşıyanların da aynı sıkıntıyı yaşadıkları unutulmamalıdır.
b- Ağaçların alt dalları görme engellinin kafasına çarpmaması için kesilmelidir.
c- Ağaç gövdelerinin etrafı geniş çemberlerle çevrilmelidir.
d- Trafik levhaları görme engellilerin kafasına çarpacak şekilde alçak dikilmemelidir.
e- Araçların çıkışını engellemek için kaldırım kenarlarına dikilen beton mantarlar, çok kısa olduğundan görme engellilerin ayağının takılıp düşmesine sebep olmaktadır. Şayet dikilmesi gerekiyorsa bunlar daha sık ( bir tekerlekli sandalye sığacak aralıklarla) ve mümkün mertebe yol kenarına yakın dikilmelidir.
2- Esnafın kaldırımlarda mallarını sergilemesine kesinlikle izin verilmemeli ve bunu önleyici tedbirler alınmalıdır.
3- Araçların kaldırımlara park etmeleri kesinlikle önlenmeli ve bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır.
4- Su birikintilerini engellemek ve yürüyüşü kolaylaştırmak için kaldırımlardaki çukurlar,bozukluklar giderilmelidir. Kaldırım yüzeyinin düz olmasına dikkat edilmelidir.
5- Kaldırımlarda bodrum kat girişi yada merdiven boşlukları bulunmamalıdır. Zorunlu ise bunların bulunduğu kısımların etrafı demir parmaklıklarla çevrilmelidir.
6- Dış kenarı boş veya derin olan kaldırım (yada kaldırımın olmadığı yollarda), bu kenara duvar yada parmaklıklar yapılmalıdır.
7- Kaldırım olmayan yerlerde şayet araçların yollara park etmesi zorunlu ise kesinlikle ters park ettirilmemelidir. Görme engelliler araçların ters park edilmesinden dolayı özellikle kamyon, kamyonet gibi yüksek araçları bastonlarıyla fark edemediklerinden kafalarını çarpmaktadırlar.
8- Bütün trafik ışıklarına sesli sinyalizasyon takılmalıdır. Özellikle trafiğin yoğun , nüfusun kalabalık olduğu yerlerde ses sinyalizasyonu mutlaka bulundurulmalıdır.
9- Yol, kaldırım, kanalizasyon, telefon ve elektrik gibi yapım çalışmalarında mutlaka görme engellilerin fark edebileceği şekilde barikatlar yapılmalı, yapım çalışması biter bitmez çukurların üzeri kapatılıp düzeltilmelidir. Bu gibi yerlerde engellilere yardımcı olunması için uyarıcı levhalar bulunmalıdır.10- Geniş kaldırımlarda görme engellilerin takip ederek yürüyebileceği farklı zeminler olmalıdır. Ayrıca yaya geçitlerinin ve alt/üst geçit girişlerinin zemini farklı döşenmelidir. Bu zemin görme engelliyi alt/üst geçit merdivenlerine götürebilmelidir.
11- Belediye otobüslerinde:
a- Durma düğmeleri bedensel engelli, kısa boylular ve çocuklar için mutlaka aşağılarda ve oturma yerlerine yakın yerlerde olmalıdır.
b- Otobüs ve minibüslerdeki koltukların dizilişinde tek yada en fazla iki çeşit standart getirilmelidir.
c- Otobüsün hangi durağa geldiği ve sonraki durağın hangisi olduğu anonsla duyurulmalıdır.
d- Giriş kapılarına sesli sinyalizasyon konulması görme engellinin otobüse kolay binmesini ve inmesini sağlayacaktır.
12- Otobüs Durakları görme engellilerin bastonlarıyla ve ayaklarıyla hissedebilecekleri şekilde zemini kaldırımdan farklı olmalıdır.
13- Tren, tramvay ve metroda görme engellinin, bineceği kapıyı kolayca bulabilmesi için kapılara sesli sinyalizasyon yapılmalıdır. Ya da aracın belirli bir yerde durması sağlanarak açılan kapıya kadar olan kısımda zemin farklı olmalıdır.
14- Metroda sarı çizgi bastonla tanınabilecek şekilde tırtırlı ve 55-60 cm genişliğinde tutulmalıdır.
15- Vapurlarda yolcuların inip-binme yerlerinin her iki tarafına sesli sinyalizasyon konulmalıdır.
16- Bütün bunlarla birlikte trafik görevlileri, yol ve kaldırım yapım ve onarımında çalışanlar, vapur, metro, tren, belediye otobüsü çalışanları ile konuyla ilgili herkesin sık sık engellilerle ilgili eğitim seminerlerine katılmaları sağlanmalıdır.
17- En önemlisi toplumun engellilere karşı davranışları konusunda bilgilendirme proğramları hazırlanmalı ve televizyon, gazete ve broşürler aracılığıyla yayınlanmalıdır. Yukarıdaki uygulamaların bir çoğu bu şekilde başarıya ulaşabilir.
EN BÜYÜK ENGEL SEVGİSİZLİKTİR.
Daha çok duyalım,daha çok görelim, anlatalım. Birbirimizi daha çok hissedelim.
Engelsiz bir Dünya için elele verelim.
SAYGI VE SELAMLARIMLA
ESAME ATİK