İşte Vali Sonel ve genç kız arasındaki konuşma..
“İş derdi mi? Yurt derdi mi? Acaba hangisi?” diye düşünürken...
Genç kız aynen şöyle diyor:
- Efendim, ben size teşekkür etmeye geldim...
Vali anlamamış bir ifadeyle kısa bir süre susuyor.
Genç kız üsteliyor: - Şaşırdınız sanırım. Evet gerçekten size teşekkür etmeye geldim...
Vali: - Hayırdır kızım. Anlamadım...
Genç kız devam ediyor: - Sayın Valim, ben üniversite öğrencisiyim. Yüksek lisans yapıyorum. İlk geldiğimde kalacak yerimiz yoktu. Hocalarla konuştuk. Haberleri bekledik. Tam o sırada, sizin bazı otellerde öğrencilere olanak açtığınızı öğrendik. Başvurdum. Beni hemen bir otele yerleştirdiler. Ve o otelde kaldım... Allah razı olsun... Teşekkür etmek boynumun borcudur dedim... Size geldim.”
Burası Ordu...
Bu diyaloğu öğrenince doğrudan Vali Tuncay Sonel’i aradım:
- Sayın Valim, bir video izledim. Halk gününde bir genç kız gelmiş. Size teşekkür ediyor. Oysa çok iyi biliyorum ki... Siz o an gelecek talepleri bekliyorsunuz. Teşekkürü duyunca bir an kaldınız. Ne hissettiniz o an...
İşte Vali Sonel’in cevabı:
“Fatih Bey, tabii o an böyle bir şey beklemiyorum. Vallahi insan böyle bir teşekkürü alınca duygusallaşıyor. Çünkü bundan güzel bir takdir, bundan güzel bir teşekkür olabilir mi? Bir kızımız mutlu olmuş. Meselesi çözülmüş. Geleceği için iyi bir şey yapmışız. İşte bu teşekkür benim en kıymetli hediyemdir. Böyle bir teşekkürü almak, bana göre en güzel makamdır...”
İşte Vali Sonel ve genç kız arasındaki konuşma...
“İş derdi mi? Yurt derdi mi? Acaba hangisi?” diye düşünürken...
Genç kız aynen şöyle diyor:
- Efendim, ben size teşekkür etmeye geldim...
Vali anlamamış bir ifadeyle kısa bir süre susuyor.
Genç kız üsteliyor: - Şaşırdınız sanırım. Evet gerçekten size teşekkür etmeye geldim...
Vali: - Hayırdır kızım. Anlamadım...
Genç kız devam ediyor: - Sayın Valim, ben üniversite öğrencisiyim. Yüksek lisans yapıyorum. İlk geldiğimde kalacak yerimiz yoktu. Hocalarla konuştuk. Haberleri bekledik. Tam o sırada, sizin bazı otellerde öğrencilere olanak açtığınızı öğrendik. Başvurdum. Beni hemen bir otele yerleştirdiler. Ve o otelde kaldım... Allah razı olsun... Teşekkür etmek boynumun borcudur dedim... Size geldim.”
Burası Ordu...
Bu diyaloğu öğrenince doğrudan Vali Tuncay Sonel’i aradım:
- Sayın Valim, bir video izledim. Halk gününde bir genç kız gelmiş. Size teşekkür ediyor. Oysa çok iyi biliyorum ki... Siz o an gelecek talepleri bekliyorsunuz. Teşekkürü duyunca bir an kaldınız. Ne hissettiniz o an...
İşte Vali Sonel’in cevabı:
“Fatih Bey, tabii o an böyle bir şey beklemiyorum. Vallahi insan böyle bir teşekkürü alınca duygusallaşıyor. Çünkü bundan güzel bir takdir, bundan güzel bir teşekkür olabilir mi? Bir kızımız mutlu olmuş. Meselesi çözülmüş. Geleceği için iyi bir şey yapmışız. İşte bu teşekkür benim en kıymetli hediyemdir. Böyle bir teşekkürü almak, bana göre en güzel makamdır...”
“İş derdi mi? Yurt derdi mi? Acaba hangisi?” diye düşünürken...
Genç kız aynen şöyle diyor:
- Efendim, ben size teşekkür etmeye geldim...
Vali anlamamış bir ifadeyle kısa bir süre susuyor.
Genç kız üsteliyor: - Şaşırdınız sanırım. Evet gerçekten size teşekkür etmeye geldim...
Vali: - Hayırdır kızım. Anlamadım...
Genç kız devam ediyor: - Sayın Valim, ben üniversite öğrencisiyim. Yüksek lisans yapıyorum. İlk geldiğimde kalacak yerimiz yoktu. Hocalarla konuştuk. Haberleri bekledik. Tam o sırada, sizin bazı otellerde öğrencilere olanak açtığınızı öğrendik. Başvurdum. Beni hemen bir otele yerleştirdiler. Ve o otelde kaldım... Allah razı olsun... Teşekkür etmek boynumun borcudur dedim... Size geldim.”
Burası Ordu...
Bu diyaloğu öğrenince doğrudan Vali Tuncay Sonel’i aradım:
- Sayın Valim, bir video izledim. Halk gününde bir genç kız gelmiş. Size teşekkür ediyor. Oysa çok iyi biliyorum ki... Siz o an gelecek talepleri bekliyorsunuz. Teşekkürü duyunca bir an kaldınız. Ne hissettiniz o an...
İşte Vali Sonel’in cevabı:
“Fatih Bey, tabii o an böyle bir şey beklemiyorum. Vallahi insan böyle bir teşekkürü alınca duygusallaşıyor. Çünkü bundan güzel bir takdir, bundan güzel bir teşekkür olabilir mi? Bir kızımız mutlu olmuş. Meselesi çözülmüş. Geleceği için iyi bir şey yapmışız. İşte bu teşekkür benim en kıymetli hediyemdir. Böyle bir teşekkürü almak, bana göre en güzel makamdır...”