İzzettin’de biyogaz projesi davasında mahkemenin kararı Danıştay’a taşınıyor
TURGUTLU’ya bağlı İzzettin mahallesindeki biyogaz projesine karşı açılan davada mahkeme, davacı kişilerin dava açabilmeye ehliyetli olmadığına karar vererek dava açılmasını reddetti. “Hukuk arayışları bu kadar zor bir hale getirilmemeli” açıklamasında bulunan TURÇEP, karara itiraz ederek bir üst mahkemeye taşıyacaklarını belirtti.
Geçtiğimiz Kasım ayı içinde Turgutlu’nun İzzettin köyünde kurulması planlanan biyogaz projesine karşı yöre köylülerinin karşı çıkmaları nedeniyle, 12 yurttaşın girişimi ile ÇED raporuna itiraz ve yürütmenin durdurulması için dava açılmıştı. Manisa 1. İdare Mahkemesi konuyla ilgili olarak dava başvurusunda bulunan kişilerin, bakılan davayı açma ehliyetli olmadığı hükmünü vererek, davanın ehliyet yönünden reddine karar verdi.
'Hukuk arayışları bu kadar zorlaştırılmamalı'
Mahkemenin kararı hakkında açıklama yapan Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP), “Hukuk arayışları bu kadar zor bir hale getirilmemeli” diyerek, karara itiraz edip bir üst mahkemeye taşıdıklarını bildirdi. Söz konusu projenin başından beri ÇED sürecinin de hukuka uygun şekilde seyretmediğini ileri süren TURÇEP, şimdi de dava açma başvurusu yapanların dava açmaya ehliyetleri bulunmadığı gerekçesiyle dava açılmasının reddine karar verilmesiyle hukuk arayışlarının zor bir hale getirildiğini savundu. Mahkemenin, dava açmak isteyenlerin sadece söz konusu proje sahasına yakın mahalde ikametleri ve mülklerinin olup olmadığına bakarak karar vermesini hatalı bir yaklaşım olarak gördüklerini belirten TURÇEP, “Mahkeme kararının dayandırıldığı gerekçeye göre, bundan sonra hiçbir sivil toplum kuruluşu veya kamu görevi yapan kişiler bu tür olaylara davacı olarak müdahil olamaz. Bu durumda oldukça vahim, hukuk arayışlarını zora sokan bir süreç yaratabilir” dedi. Dava başvurusu yapanların toplumsal yaşamda varlıkları olan sivil toplum örgütü temsilcisi ve mensubu olma gibi, kamusal hizmet olarak da Kent Konseyi Başkanı ve Belediye Meclisi Üyesi gibi ünvanları bulunduğuna dikkat çeken TURÇEP, açıklamasında karara ilişkin yaklaşımı usul yönünden hatalı gördüklerini belirterek şöyle dedi:
'Yüzyıllardır yaşadığımız topraklarda yabancı muamelesi mi göreceğiz?'
“Şirketlerin herhangi bir enerji ve madencilik projesi söz konusu olduğu zaman, bu toprakların gerçek sahibi olduğumuz halde yüzyıllardır yaşadığımız topraklarda yabancı muamelesi mi göreceğiz? Kaldı ki, dava başvurusu yapanların kişiler sadece birer nüfus cüzdanından ibaret değil, sivil toplum örgütü, dernek temsilciliği ve üyelikleri gibi kamusal alanda ve toplumun sosyal yaşamında da bir kimlikleri olduğu görülecektir. Dava açma başvurusu yapanların bazıları Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi Genel Kurul üyesi, Turgutlu Kent Konseyi Başkanı, Turgutlu Belediye Meclis Üyesi gibi kamusal alanda yeri olan, halk tarafından seçilmiş kişiler. Diğer davacı kişiler de Turgutlu Kent Konseyi Çevre ve Sağlık Çalışma Gurubu, Turgutlu Çevre Derneği, Turgutlu Çevre Platformu, Turgutlu Yaşamder gibi sivil toplum kuruluşları mensuplarıdır. Söz konusu proje çeşitli alanlarda çok yönlü olarak yaşamı etkileyecek özellikte olması nedeniyle toplumun her kesimini ilgilendirmektedir. Mahkeme kararının dayandırıldığı gerekçe ile bu tür sivil toplum örgütleri ve kamusal görevlerde olanların kamu adına dava açamayacakları gibi bir sonuç çıkarak, tartışmalı projelerle ilgili her türlü kamusal denetim de ortadan kalkmış olur. Maden ve enerji şirketleri diledikleri gibi özgürce at koşturabilecekleri bir ortam bularak, her türlü projeleri kamusal denetim dışında tutulmasına yol açabilir. Çünkü köylü vatandaşın yalnızlaştırılarak, şirketlerle başbaşa bırakılacağı bir ortam yaratılacaktır.”
'Şirketlere dokunulmazlık, vatandaşa dava açmada ehliyetsizlik adalet değildir'
Kent Konseyi Başkanı, Belediye Meclis Üyesi gibi halk tarafından seçilmiş kişiler bu kimlikleri ile ve Çevre Derneği gibi kurumlar sivil toplum kuruluşu tüzel kimlikleriyle kamu adına dava açmada ehliyetsiz görülüp, kamusal ve toplumsal yaşamdaki varlıkları yok hükmünde görülürse, hukuk arayışlarının tıkanma endişesi doğuracağını ileri süren TURÇEP, ayrıca ÇED sürecinin de hukuka uygun gelişmediğini hatırlatarak şöyle dedi: “Yanlış belgeler yüklenerek yapılmak istenen halkın katılımı toplantısının da ertelenmesine ilişkin Belediye Başkanı, Kent Konseyi Başkanı ve İzzettin Köyü muhtarının imzasının yer aldığı dilekçeye de itibar edilmedi. Halk tarafından seçilmiş kişilerin imzasının yer aldığı dilekçeye itibar edilmezken, şimdi de dava açılmak istenmesi karşısında davacıların dava açma ehliyeti olamayacağı söyleniyor. Bu durum, maden ve enerji şirketlerinin dokunulmaz kılınıp, istenen her türlü projenin halkın rızası olmasa da topluma zorla dayatılması gibi bir sonuç doğurabilecektir. Şirketlere dokunulmazlık, vatandaşa ise dava açmada ehliyetsizlik getirilmesi adalet olamaz. Bu nedenle mahkeme kararına itirazımızı yaparak bir üst mahkemeye taşınmasını sağladık.”
NELER OLMUŞTU?
Geçtiğimiz 18 Haziran tarihinde İzzettin köyünde proje için düzenlenen ÇED için halkın katılımı toplantısı, yapılan duyuruda halka doğru ve gerçek bilgilerin verilmesi yerine, başka bir projeye ait dokümanların verilmesi nedeniyle de tepki gösterilmiş, Belediye Başkanı Çetin Akın, Kent Konseyi Başkanı Fehmi Gülen ve köy muhtarı Hilmi Çiftçi, TURÇEP ve bazı bileşenlerince “toplantının ertelenip gerçek ve doğru bilgiler eklenmesi ve bu nedenle ileri bir tarihte yapılması” yönünde itiraz dilekçeleri verilmişti. Buna rağmen toplantıyı yapma konusundaki ısrarları karşısında TURÇEP tarafından “Bu durumda toplantının Turgutlu ve halk tarafından meşru kabul edilmeyeceği” belirtilerek tepki gösterilmiş, İzzettin köyü halkı ve muhtar da toplantıya tepki gösterip katılmayınca toplantı yapılamadan sonlandırılmıştı. Buna karşın Ankara’da İDK toplantısında ÇED nihai kararı verilerek, toplantısı yapılamayan, halk tarafında içeriği bilinmeyen ÇED raporuna Bakanlık tarafından onay verilmişti. Haber Merkezi