Olympos dağcıları Bağyurdu – Zeybekpınarı parkurundaydı

“Geçimini idame ettirmek için çalışan biriyle selamlaşıyoruz. Sukutu sakinliği huzuru burada bulmuşuz. İşte taşların arasından buradayım diyen, yörede tavşan kulağı, genelde adı sıklamen olarak bilinen çiçekler, kuzu kulakları ve yüzlerce çeşit bitki… Yıllanmış ağaçların yosunlu gövdeleri…”

TURGUTLU Olympos Dağcılık ve Doğa Sporları Kulubü, 2019-2020 sezonunun beşinci etkinliğini Bağyurdu- Zeybekpınarı parkurunda gerçekleştirdi.

Olympos Dağcılık’tan yapılan açıklamada: “Pazar sabahı yeni güne Olympos Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübünün çizdiği rota doğrultusunda yürüyerek başladık. Çizilen rota doğrultusunda tatlı bir rampa tırmanıyoruz ve sabahın serinliğini iliklerimize kadar hissediyoruz. Meşe ağaçlarının bir kısmı yapraklarını dökmüş bir kısmı da dökmeye yüz tutmuş. Yerde ve gökte bir renk cümbüşü güneş ışıklarının ağaç yapraklarından yansıması görülmeye  değer doğrusu. Hele Çınar ağaçlarının heybetli duruşu adeta kestane ağaçlarına meydan okuyor. Kestane ile çınarın liderlik yarışına şahit oluyorsunuz. Bir birleri ile yarışırcasına gövdelerini genişletip dalları ile semaya doğru yükselişleri acaba bitkilerde de mi liderlik mücadelesi var diye insanı düşündürüyor. Sonra biraz ötede rüzgarın veya selin şiddetiyle yere yatmış devasa gövdeli bir ağaç, hayatın sonlu olduğu gerçeğini acımasız bir şekilde insanın yüzüne vuruyor.

Mücadele, azim ve kararlılık oyulmuş gövdesine rağmen, dimdik ayakta duran, sağa sola uzattığı insan gövdesinden kalın dallarıyla ben buradayım diyen ulu çınar ağacında görülüyor. Oyulmuş gövdesinin çevrede yaşayanlarca kilere, sığınağa, barınağa dönüştürülmesine aldırmadan yarasını gizleyen bir kahraman gibi dimdik duruyor ulu çınar. Anlayana neler anlatıyor aslında...

Verilen yemek molası ateşler yakılıp sucuklar kızartılırken mevcut kekik kokusunu sucuk kokusu bastırmaya başlıyor. Oturduğumuz yerdeki kuru yaprakların hışırtısındaki ahenk tabiatın öldü sandığımız varlıklarında bile bizi canlandıracak bir sihirin olduğu hissini veriyor. Tıpkı kuruyan dallardan yakılan ateşle elde ettiğimiz enerji gibi. Dönüş yolunda geniş bir alana yayılmış eğrelti otlarının arasından geçiyoruz. Yemyeşil görmeye alıştığımız eğrelti otları rengini kahverenginin tonlarına bırakarak vedaya hazırlanıyor.

Geçimini idame ettirmek için çalışan biriyle selamlaşıyoruz. Sukutu sakinliği huzuru burada bulmuşuz. İşte taşların arasından buradayım diyen, yörede tavşan kulağı, genelde adı sıklamen olarak bilinen çiçekler, kuzu kulakları ve yüzlerce çeşit bitki… Yıllanmış ağaçların yosunlu gövdeleri…

Ağaçlık alandan düzlüğe çıkıyoruz ve yeşilin  gökyüzü ile buluşmasındaki  uyumuna hayran kalıyoruz. Tırmanış sona erdi ve inişe geçiyoruz. Güneşin batmaya doğru hızla yol aldığı ikindi vaktine doğru bizde evlerimize bir an önce varmanın telaşı içindeyiz dönüş yoluna koyulmak için otobüslerimize biniyoruz.

Bu etkinliği düzenleyen Başkanımız Haydar Atilla’ya rehberimiz Ali Ulutaş’a ve artçımız Kamber Topludal’a teşekkür ederiz. Olympos ailesi olarak doğayı seven herkesi aramızda görmek ve onlarlar bu güzel paylaşımları yaşamak isteriz.Not:Olympos dağcılık grubu olarak 3 Kasım pazar günü  Adala Hermos Kanyonunu yürüyeceğiz. Katılmak isteyen herkesi etkinliğimize bekleriz. Ayrıntılı bilgi için https://www.facebook.com/groups/32448741 tıklayınız.” denildi.