TURÇEP’ten Kargın Mahallesinde JES Konulu Bilgilendirme Toplantısı

TURÇEP (Turgutlu Çevre Platformu) tarafından Manisa ili Ahmetli ilçesinin Kargın Mahallesinde JES konulu bir bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Önceki aylar içinde Kargın Mahallesi için 5 tane JES kuyusu açıklaması ve sondaj çalışması yapılması için Manisa valiliğince “ÇED gerekli değildir” kararı ile izin verilmiş, buna karşı başta köy muhtarı olmak üzere bazı köylüler tarafından dava açılmıştı. Yapılan bilirkişi keşfi ve görülen dava sonrasında mahkeme tarafından “ÇED gerekli değildir” kararının doğru olmadığı belirtilerek karar iptal edildi. Bu durumda aynı şirket tarafından bu kez ÇED raporu alınarak projesinin devam ettirilmesi ihtimalide yer alıyor. Bu nedenle TURÇEP, “JES nedir, Türkiye’nin böyle bir ihtiyacı var mı ve JESlerin çevre ve insan sağlığı için yarattığı zaralar nedir” gibi konularda Kargın Mahallesindeki vatandaşların bilgilenmesine yönelik bir toplantı düzenledi.

Toplantıya yoğun ilgi

Kalabalık bir katılımcı grubunun yer aldığı Kargın Mahallesindeki bilgilendirme toplantısı yoğun ilgi altında gerçekleşti. TURÇEP dönem sözcüleri Nacittin Durak ve Meral Ünal Türkmen başta olmak üzere bazı TURÇEP yürütme kurulu üyeleri ve TURÇEP bileşeni bazı sivil toplum örgütü temsilcileri yanı sıra KARGIN Mahallesindeki toplantıda CHP Manisa milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, CHP Turgutlu İlçe Başkanı Orhan Eratıcı ve ilçe yönetimi ile bazı partililer, Ahmetli CHP İlçe Başkanı’ndan başka ayrıca Salihli Çevre Derneği, Sarıgöl Çevre Derneği ve Ziraat Odası Başkanı da toplantıda hazır bulundular. Dün akşam saat 21.00de Kargın Mahallesi meydanında yapılan bilgilendirme toplantısı saat 10.30’da sona erdi. Toplantıda ayrıca köylü vatandaşların konu ile ilgili sorularına da açıklayıcı cevaplar verildi.

“Şirketlerin kar hırsı yüzünden doğa katlediliyor”

Jeofizik mühendisi Erhan İçöz’un jeotermal enerji santralleri (JES) hakkında yaptığı bilimsel açıklamalar, JES konusunun ülkemiz gerçeğinde nasıl uygulandığını gözler önüne sererken, neden çevre ve insan sağlığı açısından ciddi bir tehdit olduğunu da bir çok yönü ile açıklayıcı özellikteydi. JES projelerini hem sondaj çalışmaları hem de santral kurulması yönleri ile açıklayan İçöz, “Bu işin temelinde çok az yatırımla şirketlerin çok büyük kar etme amaçları var ve bu yüzden doğanın dengesini de bozacak kadar ciddi bir tehdit yaratılmış oluyor. Ayrıca sizlere anlatılanlar da doğru değil, bu işin enerji ihtiyacı ile bir ilgisi yok, çünkü Türkiye’nin bu kadar çok enerjiye ihtiyacı yok. İşin doğrusu şirketlerin çok büyük karlar edebilmesi için dpğadaki yaşam ve enerji kaynaklarını kendileri için özelleştirmeye çalıştırmasıdır” dedi.

Kanser ve asit yağmurları diğer tehditler

Jeofizik mühendisi İçöz, Alaşehir ve Aydın’dan da verdiği örneklerle jeotermal santrallerinin Kargın Mahallesinde de faaliyete geçmesi durumunda en başta ürünlerinden eski verimlerini alamayacakları, verimli toprakların bir daha geri gelmeyecek şekilde tahrip olacağını ifade ederek, “çünkü bu santrallerin yaptıkları çalışmalar toprakta bor ve arsenik oranının tehlikeli düzeyde yükselmesine sebep olmakta, ayrıca arsenik oranının ciddi dzeyde yükselmesi nedeniyle yeraltı suları da zehirlenmektedir” dedi. İçöz, zaman içinde ayrıca asit yağmurlarının da oluşmasının JESlerin yarattığı bir başka tehdit olduğunu ifade ederken, kanser hastalığının JES projelerinin uygulandığı yerlerdeki yüksek düzeyde artmasını da örnek vererek, insan sağlığı yönündeki tehlikelere de dikkat çekti.

“Göç etmek zorunda bile kalabilirsiniz”

İçöz’ün ardından konuşan CHP Manisa milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu da konuşmasında jeotermal enerji santrallerinin uygulanmakta olduğu Alaşehir, Salihli ve Aydın’da yaptığı gözlemleri ve bu doğrultudaki fikirlerini anlattı. Bakırlıoğlu, “Buraların durumu JES’ten sonra içler acısı bir halde. JES projesinin Kargın Mahallesinde de uygulanmaya başlamasıyla bu köyümüzde de aynı şeyler yaşanacak. Toprak tahribatı, üründe değer kaybı, çevre ve insan sağlığı açısından oluşacak ciddi bozulmalarla sınırlı kalmayacak. Elindeki tek geçim kaynağı olan toprağını kaybeden vatandaşlarımız göç etmek zorunda da kalacak” dedi.

Verilen izinler ve yapılan çalışmalar hukuka aykırı

Bakırlıoğlu, konuşmasında konunun hukuksal yönüne değinirken, “Yapılan bazı uygulamaların ve JES projeleri için verilen bu izinlerin kesinlikle hukuka aykırı olduğunu da bilmenizi isterim” diyerek, 2018 yılında Su İşleri ve Orman Bakanlığı tarafından Manisa ve İzmir valiliklerine “bundan sonra madencilik ve JES projeleri için izin verilmesin” diye gönderilen yazıdan bahsetti. “Devletin resmi raporları yeraltı sularının bu çalışmalar nedeniyle tehlikeli düzeyde zehirlendiğini ortaya koyduğundan, devletin bakanı böyle bir yazı gönderiyor. Bu durumda hala bu projeler için izin verilmesi, hatta “ÇED’e gerek yoktur” diyecek kadar umursamazlık gösterilmesi, bu izinlerin ve verilen kararların hukuk dışı olduğunu gösteriyor. Sizler bu JES projelerine karşı çıkmakta ve mücadelenizde son derece haklısınız. Bu gerçek ayrıca sizin mücadelenizin ne kadar meşru ve hukuki olduğunu gösteriyor” ifadesinde bulundu.

“TURÇEP’in tecrübelerinden yararlanmalıyız”

Bakırlıoğlu, ayrıca konuşmasında JES projelerinin tüm Gediz vadisi ve Manisa genelinde çevre ve insan sağlığı açısından yarattığı zararların TBMM tarafından incelenip araştırılması için Meclis’e bir araştırma önergesi vererek Meclis Araştırma Komisyonu oluşturulmasını istediğini açıkladı. Konuşması sonunda verdiği bilgiler dolayısıyla Erhan İçöz’e ve ayrıca toplantıyı düzenleyen TURÇEP’e teşekkür eden Bakırlıoğlu, “10 yılı aşkın süredir kamu yararına çevre mücadelesi yürüten TURÇEP’in tecrübelerinden mutlaka yararlanılmalıdır” dedi. Haber Merkezi