34,6439$% 0.25
36,4819€% 0.48
43,6448£% 0.35
2.922,02%0,15
2.625,99%0,00
9.664,32%0,05
TURGUTLU Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (Turdak) sporcuları; her yıl Temmuz ayında gerçekleştirdikleri “Rafting” etkinlikleri yerine bu yıl; Tarihi ve doğal güzelliklerini görmek, yaşamak için “Batı Karadeniz” yöresine yöneldiler. Kulübün Turbis Bisikletçileri de Batum’dan Samsun’a kadar 700 km pedal çevirdiler.
Batı Karadeniz etkinliğine katılan kulübün genç sporcusu Selin Aşkın, gazetemize gezi hakkında izlenimlerini aktardı. Aşkın yaptığı açıklamada: “Turdak Dağcılık kulübünün düzenlemiş olduğu pek çok etkinliklere katılıyor, keyif alıyor, yeni yeni yerleri tanıma olanağı buluyorum. Batı Karadeniz gezisine katılmayı çok istemiştim 24 Temmuz akşamı Turgutlu’dan aracımız hareket etti. 25 temmuz Perşembe sabahın ilk ışıklarıyla kamp yerimiz olan Zonguldak Çaycuma’ya vardık. Bizleri çok dağcının yakından tanıdığı, konukseverliği, içtenliğiyle bildiği Camako lakaplı Yılmaz abi karşıladı. Kamp kurduğumuz yer “Yeşil Hapishane” gibiydi. Yeşillikler arasında, biz doğa severler için harika bir yerdi.
25 Temmuz 2019 Perşembe; Sabah kahvaltıdan sonra hazırlanıp yola koyulduk. Karadeniz plajları bizi bekler. İlk durağımız Zonguldak Filyos(Tios) Kalesi. Efsaneye göre kent, M.Ö. 7.yüzyılda kurulmuştur. Tarihi boyunca değişik isimlerle (Tios, Tieion, Tianon, Tium) anılmıştır. Tarihi boyunca siyasi güç oluşturamayan ve Ereğli ile Amasra’nın gölgesinde kalan kent, Roma döneminde M.Ö.70 yılında yakıldı ve yağma edilmiş. Bundan sonraki yerimiz Bartın Mugada plajı , minik adacıkları ile sakin bir köy, bir de güneş en güzel buradan batıyormuş . Evet sırada Güzelcehisar var yine güzel bir plaj ve falezler karşılıyor bizi. Doğası muhteşem Güzelcehisar’da şunları yapabilirsiniz: 80 milyon yıllık lav kayalıklarını gezebilir, bu muhteşem doğa olayını fotoğraflayabilirsiniz. Sakin plajında güneşlenip denizin tadını çıkarabilirsiniz.
Üçüncü plajımız Bartın İnkumu,İnkumu Plajı 2.5 kilometre uzunluğunda yeşilin ve mavinin buluştuğu Karadeniz’de saklı kalmış bir cennet bölgesidir. Burada bol bol denize girip serinleyip yorgunluğumuzu attık. İnkumu da bittiğine göre kamp yerimiz Çaycuma’ya dönebiliriz. Akşamları da ayrı güzel oluyor bu arada yemekten sonra müzik ziyafeti, çay saati, her yaştan insanın sohbeti.
26 Temmuz 2019 Cuma; İkinci Günümüz ve en çok merak ettiğim yer Barış Akarsu’nun memleketi Amasra. Muhtemelen fotoğraflarını görünce Portofino sanıp vayy diyeceksiniz ama orası Amasra yine vayy diyeceksiniz. Çünkü aşırı güzel. Fatih Sultan Mehmet’in ilk gördüğünde “Lala, Lala, Çeşm-i Cihan (Dünyanın Gözü) bu mu ola?” diyerek hayran olduğu Amasra, patika yolları, tarih kokan sokakları ve mağaralarıyla turizmin gözde kentlerinden. Sokaklarını, adayı birleştiren Antik köprü, dar sokaklarından geçip seyir yerinden Amasra’nın doyum olmaz güzelliklerini gözlemledik. Kimimiz Küçük Limanda kimimiz insan kalabalığı arasında Büyük Liman plajında denize girdik. Yerel Ürünler pazarından Fındık, Manda Peyniri, Kırmızı patates aldık.
27 Temmuz Cumartesi Üçüncü günümüz kısa parkurlar, köy ziyareti şeklinde geçti.İlk durağımız, Bartın, Yenice, Şeker Kanyonu. Batı Karadeniz’in güzide kanyonlarından suları temiz ve güzel, doğa yürüyüşleriniz sonrası serinleyebilirsiniz. Doğası muhteşem, su sesleri sizlere eşlik edecek. Kanyonda serinledik sanırım şimdi biraz donacağız sırada Bulak Mencilis Mağarası var, Safranbolu merkezine yaklaşık 8 km mesafede Bulak köyü sınırları içerisinde yer alır. Uzunluğu 6 km’ye varan mağaranın yalnızca ilk 400 metresi ziyarete açık olup ülkemizin 4. büyük mağarası niteliği taşıyan bünyesindeki dikitler, sarkıtlar, travertenler, göletler ve yer altı su kaynağı ile bir tabiat harikasıdır.
Mağaraya çıkış bol (157) basamaklı sonrasında rehber eşliğinde mağaraya giriyorsunuz ilk anlar buz gibi sonra alışıyorsunuz. Ardından Tokatlı Kanyonundaki zipline macerasına atıldı arkadaşlarımız 110 metre yükseklikten kısa süreli uçuşlar gerçekleştirdiler. Gezimiz dolu dolu geçiyor, neredeyse zamanla yarışıyoruz
Sırada Safranbolu Yörük Köyü var. Osmanlı mimarisinin en iyi korunduğu yerlerden biri Safranbolu’ya bağlı ve dar sokakları, bahçelerini saran ahşap çitleri ve cumbalı evleriyle tarihimizin zengin güzelliklerini görebileceğiniz nadide bir yer. Yörük Köyü, Safranbolu’yu aratmayacak güzellikte ve bana göre ülkemizin güzel köylerinden biri hem de. Safranbolu, Türkiye’nin en önemli kültür turizmi merkezlerin biri. Özellikle son yıllarda yapılan başarılı restorasyonlarla çok keyifli bir yere dönüştü. Küçük bir Safranbolu niteliğinde olan Yörük Köyü de en az Safranbolu kadar ziyaret edilme önceliğine sahip güzel yerlerden. Karabük’ün Safranbolu ilçesine bağlı Yörük Köyü, 1997’de sit alanı ilan edilmiş ve köyün nerdeyse tamamı bozulmadan günümüze dek gelmiş. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilen köy, tam açık hava müzesini andırıyor. Safranbolu’ya yolunuz düşerse rotanızda olması gereken bir yer. Kasım Sipahioğlu Konağında rehber Filiz Teyze’ye rast gelesiniz, Yörük Köyünü orta oyunu kıvamında anlatımı ile misafirleri bolca güldürüyor.
‘DOĞADA OLMAK MUCİZELERE ŞAHİT OLMAKTIR’
Köydeki geziyi tamamladıktan sonra Safranbolu’ya geçtik mimarisi harika evler hep birbirine benziyor, sokaklar tarih kokuyor yerli ve yabancı birçok turisti ağırlayan Safranbolu safranı ile ünlü sabunları, reçelleri, lokumları, kahveleri çoğu şeyde kullanılıyor. Görülmeye değer yerleri gezip gördükten sonra sırada Dipsiz Göl var. Dar, toprak orman yolundan uzun bir süre gittikten sonra çok sert 200 metre inişle çok yüksek bir şelalenin oyup gölleştirdiği bir yere iniyoruz. Kimisi soyunup buz gibi suya girip yüzdü. Çıkışta aynı zorlukta oldu. Akşam oldu. Değirmenönü denilen, Rehberimizi tanıdığı yerde Alabalıklarımızı yedikten sonra dönüşe geçtik.
28 Temmuz 2019 Pazar; Evet bugün doğa aşıklarının çok seveceği bir yerdeyiz. Bolu Yedigöller, yeşilin her tonunu görebilirsiniz tabi sonbaharda rengarenk oluyormuş buralar burada kısa ve kolay parkuru tamamladıktan sonra Gölcük’e geçtik burası da şirin evi ve göl manzarası ile görülmeye değer. Ardından Abant’a geçtik. Gerçekten yazın sıcakta dahi gitseniz güzel bir esintisi var. Manzara harika. İskeleden çok güzel fotoğraflar çekilebilirsiniz. At çiftliği var orada ata binebilirsiniz.
Dört günlük gezimiz burada sona erdi ve dönüş başladı. Bu geziyi düzenleyen başta Celalettin Ölgün hocama, Çaycuma’da bizi ağırlayan Camako Yılmaz abimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Doğada olmak mucizelere şahit olmaktır. Doğayla bağınızın kopmaması dileği ile.”
Turgutlu Tuning garage35 fuarında Turgutlu’yu temsil etti