Turdakla Kardeş Kulüpleri Çal Dağına dikkat çektiler

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 Turdak, sezonun 21. Etkinliğini Kendi dağımıza, Turgutlu Çaldağı’na İzmir Buca Dağcılık ve Manisa Anemon Dağcılık ile tırmandılar.

Turdak Başkanı Celalettin Ölgün yaptığı açıklamada; “ İzmir ve Manisa ‘dan gelen konuk Kulüplerin  gecikmeleri nedeniyle etkinliğe biraz geç başladık. 60 kilometre çapında bir alanda yoğun çevre felaketi yaşatacağı bilim insanlarınca sürekli anlatılan  Nikel madeni işletme alanını geçtikten sonra arabadan inip Zeybek Kayası Mevkisinden yürüyüşe; Nikel madenin doğa tahribatı ve bu konuda yapılan mücadeleleri Turdak yöneticilerinden Perihan Oğultekin’in katılımcıları kısa bir bilgilendirmesini dinledik.   Beş yıl öncesinde yetişmiş orman ağaçları ile kaplı iken maden işleme amacıyla kesilip çorak bir araziye dönüştürülen alanı gördükten sonra içimiz “Cızzz.” Etti.  Çıkar uğruna kesilen güzelim orman  tarlaya dönmüş olarak gördük.  Yetkinlik durumlarına göre A ve B guruplarına ayrılıp 600m. rakım yukarıdaki Sakarkaya kayalıklarına zorlanarak tırmandık.

Sakarkaya’nın güney yamacında yaz kış sıcak buhar çıkan “Buhar bacası” herkesin dikkatini çekiyor. Buhar deliğini incelerken de biraz dinleniyoruz. 30 dakika sonra çevre köylülerce “Sakarbaşı”  adı verilen kayalığın zirvesindeyiz.  Artık “Kurtkayası” sırtına değin tırmanma bitti.  Nikel madenini işlemek için kesilip yok edilen orman kaybedilmiş hazine gibi yüreğimiz burkuyor. Alana  bir sevdiğimize bakar gibi bakıyoruz.  Tüm Turgutlu Ovası adeta ayaklarımızın altında. Ovaya tepeden bakmak daha bir hoş oluyor. Birkaç resim aldıktan sonra Çal zirvesine doğru tırmanışımızı sürdürüyoruz. Parkurun en sert yerine vardık. Sol yanımız Domuz Deresi.

Gerilerden gelecek (A) gurupları buradan  Sinekli Çeşmesi’ne inecek. Belirli yerlere İşaretler koyuyoruz. Taşlardan yön belirttikten sonra oldukça  dik    Kurtkayası sırtından açılmış yangın önleme yolundan kimi yerlerde kayarak, zorlanarak ve arada verilen kısa molalarla 50 dakikada tırmanışımız gerçekleşiyor.   Artık fazla zorlanılmadan Çal zirvesine doğru yürüyebiliriz. Nikel işletmesinin aldığı maden cevheriyle çevrenin delik deşik olmuş “Cehennem Çukurunu”  görüp üzülüyoruz.

Saat 12.45. Çaldağı’nın zirvesine ulaşıyoruz. Çaldağı, iki yüksek tepeden oluşuyor. Birincisi 1034 metre rakımlı “Aysekizi tepesi” çevre köylülerce Ayşekızı, Aykızı adlarıyla da anılıyormuş. . Diğeri biraz daha az rakımlı “Kabaktepe”.  Gerçekten Aysekizi tepesi’nin zirvesindeki pinar ve meşeler  bile kurumuş. TV vericileri, baz istasyon direği ve radar istasyonu var.  Bir arkadaşımız, ‘Bu direklerden yayılan radyasyonun bitkileri kurutmuş olabileceğini’ söylüyor. Her gelişimizde gördüğümüz  orman yangın gözetleme kulesinde iki çocuklu ailenin -yangın mevsiminin geçtiğinden  -göçmen kuşlar gibi buraları terk ettiğini anlıyoruz.  Tepeye gelene kadar çok sakin olan havanın burada sert ve soğuk esen rüzgar ayakta zor duracak kadar çok şiddetliydi. Bu tepeden İzmir, Manisa, Turgutlu, Spil Dağı, Nif dağı, Gölmarmara gölü görünüyordu. Doğanın her halini görebilmeniz mümkündü

Saat 13.30. Dönüşe geçiyoruz. Zirvenin kuzeyinden inip sonra güneye yöneldik.  Kabaktepe ile Aysekizi arasındaki “Kartalderesi /kartalçeşmesi”  mevkisinden, patika ve orman yangın yollarından dönüyoruz. Kimi yerde aşağıya iniş çıkıştan daha zor ve yorucu oluyor. Kel, kıraç yerlerdeki küçük taşlar üzerinde kayıp düşmek işten bile değil.  Yaralanan olmasa da kayıp düşenler oluyor. Çeşme başında kısa bir yemek molası da verrdik.

Saat 15.45. Son nokta Temrek Köyü mezarlığına indik. Mezarlıkta doğuda şehit olmuş “Bülent İlhan” Şehidimize duamızı yapıp dönüşe geçiyoruz.

Saat 17.00. Artık Turgutlu’dayız.  Gelecek pazara Sinancılar-Hamzababa arasında olacağız.” dedi.