Turdak’la Mahmut Dağı’na

Kafasını yere eğmiş beyaz kardelenler; sarılı, beyazlı çiğdem çiçekleri; kırmızı, beyaz, mor laleler hoş görüntüleriyle sanki bize görsel bir şölen sunuyorlar. Yükseldikçe ufkumuz genişliyor. TURGUTLU Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü, bu pazar Kemalpaşa Mahmut Dağı’na yürüyerek etkinliğini gerçekleştirdi. Yürüyüş Armutlu’dan sonraki Bayramlı köyünden başladı. Oldukça güzel, güneşli bir gün. Kemalpaşa, Bayramlı köyünden yola çıkarak Mahmutdağı Zirvesi yapıp Yukarıkızılca Köyü güneyindeki Haydar Oluk Mevkisine inildi. Grup kalabalık. Ayakta giden katılımcılar bile vardı. Armutlu’dan sonra kıvrıla kıvrıla giden yoldan acele etmeden Bayramlı Köyüne varıp köy kahvesinde kahvaltı yapıldı. Yürüyüşün sorumlusu Orhan Mert tarafından etkinlik başladı. Uzun bir süre dere yatağından tırmandıktan sonra yeni açılmış orman yoluna ulaşıldı. İlk hedef iki yıl önce yapılan Res pervaneleri. Yükseldikçe soluğumuz kesilse de çevre ayakların altında gibi görünmeye başladı. Doğu, altımızda başladığımız her yeri ormanlarla kaplı dere boyundaki Bayramlı köyü, Güneye doğru Bayındır’a bağlı Çınardibi elimizi uzatsak değecek gibi yakın görünüyor. Res’lere varıldı. Bu yoğun tırmanış sonrası terlediler. Kısa bir meyve molasından sonra çıkılan yokuşa göre daha kolay olan bir yürüyüşe geçildi. Mahmut Dağı eteğinde iki gruba ayrıldı. Yetkin grup 1320 metre rakımlı zirveye çıkıp diğer grupla “Yellice” çeşmesinde buluşacak. Kolay olan parkuru seçtim; hava güneşli pırıl pırıl.. Kayalar, taşlar, kalın gövdeli çam ve meşe ağaçları havanın neminden yoğun bir şekilde yosun bağlamış. Çamların iğne yaprakları ile gövdelerdeki yosun bir renk cümbüşü oluşturuyor. Kafasını yere eğmiş beyaz kardelenler; sarılı, beyazlı çiğdem çiçekleri; kırmızı, beyaz, mor laleler hoş görüntüleriyle sanki bize görsel bir şölen sunuyorlar. Yükseldikçe ufkumuz genişliyor. Kimi arkadaşlar bu görüntüyü “Sadece uçaktan bakanların görebileceği manzara” şeklinde değerlendiriyor. Mart ayı, gün İlkbahar. Kardelenleri okşayarak, laleleri, papatyaları, çiğdem çiçeklerini koklayarak yellice sırtına varılıyor. Güneyde tüm Torbalı ovası, kuzeyde Kemalpaşa ve Turgutlu ovası sanki ayaklarımızın altında. Ser bir inişle çeşmeye varıyoruz. Toplanılan odunlarla büyük bir ateş yakılıyor. Sucuk şiş yaparak ziyafet çekildi. Ateşte hem kurunuldu, hem de sucuklar pişti. Dönüşe geçildi. İniş, tırmanıştan daha zor; kayanlar, düşenler oluyor. Patikadan gruptan kopmadan inip Kızılca köyünü hedef seçiliyor. Kimi zaman uçurumların başından dönüp daha az tehlikeli geçitler denenerek inildi. Ama grup oldukça keyifli. Turgutlu’da bu doğal güzellikleri bu gün gören, yaşayan otuzbeş kişi. Akkaya’daki Kestane Çeşmesi’ne indi. Artık çok az bir yol kaldı. Koca bir kanyondan geçerek Yukarıkızılca köyü üstündeki Haydaroluk mevkisine varılıyor. Etkinliğik burada bitiyor. Turdak, gelecek pazara Salihli Çamurhamamı Köyünden Ödemiş Gölcük’e sert bir tırmanış daha yapacak.