Yaşamder’den ‘tüketmekte olduğumuz gıdalar ne kadar güvenilir?’

Yaşamder’den ‘tüketmekte olduğumuz gıdalar ne kadar güvenilir?’ TURGUTLU Doğa Kültür ve Yaşam Derneği ( YAŞAMDER), insan ve çevre sağlığını tehdit eden konularda  üyelerini ve halkı bilgilendirmeye devam ediyor. TMMOB Kimya Mühendisleri Ege Bölge Başkanı Saadet Çağlın kullanılan gıdaların üzerinde oynanan oyunlar, gıda güvenilirliği ve gıdaların sağlığa etkileri konulu sunum gerçekleştirdi. Yaşamder binasında yapılan sunumda dernek yönetim kurulu üyesi Asiye Bagçeci açılış konuşmasında: “Gıda güvenliği konusu. Bilindiği üzere son yıllarda tüm ülkeler açısından, halk sağlığı ve ekonomik boyutu nedeniyle önem kazanan ve önemi giderek artan bir konu haline gelmiştir. Gıda kaynaklı hastalıkların artan oranları,ekonomik ve sosyal açıdan toplumları etkilemektedir.Artık çok iyi anlaşılmaktadır ki,izin verilen seviyeler üzerinde gıdalarda bulunabilecek mikrobiyolojik tehlikeler, biyotoksinler, kimyasal kontaminantlar, mikotoksinler ve gıda katkı maddeleri, gıda maddelerini,insan sağlığı için zararlı duruma getirmektedir. Artık günümüzde gıda işleme, üretim, dağıtım ve tüketim sürecindeki meydana gelen köklü değişimler,gıda zincirinin uzaması, yeni tehlikelerin ortaya çıkması,var olan tehlikelerin şiddetinin artması nedeniyle tüketiciler, dünyanın her bölgesinde,tükettikleri gıda maddelerinin güvenliği hakkında emin olamamakta ve gıdalardan kaynaklanan sorunlar daha bir dikkatle izlenmektedir.” dedi. Gıdalarda güvenlik tehditleri, gıda terörü ve bakanlık denetimleri,marka güvencesi ve gıda güvenliğine etkisi ile beslenme alışkanlıkları konularında Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Başkanı Saadet Çağlın bilgiler aktardı. Saadet Çağlın konuşmasında: İnsanın en temel ihtiyacı olan beslenmenin sağlanabilmesi için tarımsal üretim ve gıdalar stratejik önem taşımaktadır. Gıda arzının yeterli düzeyde sağlanabilmesi, güvenli gıdalar üretilmesi, üretilen gıdanın eşit bir şekilde paylaşılabilmesi gibi birçok faktör gıda güvencesi ve güvenliği ile ilgilidir. DÜNYA’DA GIDA GÜVENLİĞİ ÖNEMİ “Gıda kaynaklı hastalık sıklığında artış, Gıdalarda daha önce bilinmeyen tehlikelerin varlığı, Gıda ticaretinin “küresel” bir boyut kazanması, Duyarlı gruplarda Kimyasal kirleticilerdeki artışı, Yeni teknolojilerin sektöre girişi ve bu durumun farklı riskler yaratması, Ülke düzeyinde ve küresel düzeyde ekonomik yük getirmesi, Eşitsizliklerin bu alanda da artması, Besin temininde hızlı artış ve yarattığı eşitsizlikler.” Gıdalar konusunda 10 gerçek vardır. Bunlar sırasıyla şöyledir; Dünya’da 200 den fazla hastalık gıda kaynaklıdır. Kontamine olmuş gıdalar kronik hastalıklara neden olabilir. Gıda kaynaklı hastalıklar hassas kişilere diğerlerinden daha fazla zarar verir. Gıdaların kontamine olabileceği pek çok olasılık vardır. Küreselleşme Gıda Güvenilirliğini komplex ve elzem yapmıştır. Yer altı yerüstü suların kimyasal biyolojik kirliliği artmaktadır. Gıda kontaminasyonları ekonomik sosyal kayıplara neden olur. Bazı zararlı bakteriler, hastaları ilaç tedavisine dirençli hale gelmektedir. Gıda Güvenilirliğini sağlama herkes düşen bir rol vardır. Tüketici güvenli gıdaya ulaşma yöntemleri hakkında iyi bilgilendirilmelidir.” Şeklinde konuştu. Gıda güvenliğini 3 başlıkta ele almak gerektiğini ve bunların sırayla biyolojik Tehlikeler (Bakteri, Virüs, Parazit n Küf ve toksinler), Kimyasal Tehlikeler (Pestisitler,Veteriner ilaçları,  Doğal toksik maddeler, Endüstriyel kontaminantlar, ,Gıda işleme sırasında oluşan toksik maddeler, Gıda katkı maddeleri, Allerjenler, Fiziksel Tehlikeler (Cam, Metal n Plastik, Taş, Toprak, Tahta Parçaları, Kıl gb. Yabancı maddeler , Radyoaktivite) olduğunu belirten Çağlın: “Bu konularda yeterli denetimin yapılmadığından tükettiğimiz gıdalarımızın insan sağlığı açısından olumsuz etkiler yaratmaktadır. Gıda Terörü Var Halk Sağlığı Tehlikede! Taklit ve sahte üründe dünya üçüncüsü olan Türkiye’de en büyük tehlike ise gıda alanında yaşanıyor. Dönerden sucuğa, zeytinyağından peynire, tereyağından tavuk etine, pirinçten bala, yoğurttan baharata, ekmekten suya, çikolatadan pekmeze, neredeyse her türlü gıda maddesinde tespit edilmiş taklit ve tağşiş çok yaygın. Üstelik bu sonuca kayıtlı ve onaylı işletmelerin küçük bir kısmının piyasa denetimleri ile ulaşmış bulunuyoruz. Kayıtsız ,onaysız işletmeler, sınırlarımızdan giren kaçak gıdalar, doğal ve köy (ekmek, yumurta, bal, tereyağı, yoğurt) öneki ile nerede ne şartlarda üretildiğini bilmediğimiz , pazarlarda satılan gıda ürünleri zaten denetim dışı.Gıda terörü var denetimler yetersiz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından çıkarılan gıda kodeksleri ve yönetmelikler aslında birçok ürünün içeriğini nasıl hazırlanacağını, yetiştirileceğini net olarak ortaya koyuyor. Ancak halk sağlığını tehdit eden, özellikle hamile, çocuk ve yaşlılarda ölümlere yol açan gıda terörüne karşı mücadelede hükümet yetersiz kalıyor.  Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlık yaklaşık 43 bin gıda üreticisi işletmeye karşılık, kayıt dışı üretim ve satış yapan 450-500 bin civarında işletme bulunuyor. Son yıllarda Tarım Bakanlığı hileli gıda üreten-satan firmaları teşhir ediyor. Ancak 5 bin dolayındaki denetçiyle 500 binin üzerinde işyerinin sağlıklı bir şekilde denetlenmesi, aksaklıkların tespiti, sorumlularının cezalandırılması ve teşhiri olanaksız. Gelir düzeyi düşük büyük halk kesimlerinin çaresiz biçimde ucuz ürünlere yönelmesi, onları bu tür hileli ürünler tüketme tuzağına düşürüyor ve ciddi sağlık riskleri ile karşı karşıya getiriyor. Hileli gıda sektörünün bu denli büyümesinde denetimlerin yetersiz kalması etkili oluyor.” dedi. Çağlın konuşmasının sonunda: “Tüketici olarak bizlerinde üzerine görev düştüğünü, bu konularda bilinçli tüketiciler olmamız gerektiği ve şüphelendiğimiz ürünleri ALO 174’e şikayet ederek denetim sağlanmasını gerekli tahliller yapılmasını isteyebiliriz. Bu sayede risk oranlarını biraz daha aza indirgemiş oluruz.” İfadelerini kullandı. Yaşamder, insan sağlını tehdit eden tüm olumsuzlukları üyelere ve halka bilgilendirmeye devam edeceklerini belirterek; “Yaşamı Savunuyoruz.” dedi.