34,5992$% -0.02
36,1630€% 0.42
43,6775£% 0.51
2.998,90%-0,20
2.694,28%-0,42
9.549,89%1,94
Troketta tartışmaları
Salih Özbaran
2016 yılında düzenlenen, 2018’de yayınlanan ve Kasaba/Turgutlu tarihini ele alan bu sempozyumun bildirileri, dile getirilen özgün kaynaklar (Özellikle Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti arşivlerinden), Yunan, Yahudi ve daha farklı ülke kaynaklarından yansıtılan taze bilgilerle zenginleştiriyor Turgutlu geçmişini. Yayımlanmış belgelerden, seyahatnamelerden, vakfiyelerden, Hilâl-i Ahmer’den, Halkevi’nden, doğal yapılardan, mimariden tanıklıklar, alıntılar ve görüntüler; idari ve imar değişikliklerinden, yerleşimden, sosyal ve ekonomik açılımlardan şahitlikler; eğitimden, nüfus istatistiklerinden, mezar taşlarından ve daha birçok başlık altında sunulan bildirilerle konu çeşitliliği içermesi bakımından gerçekten önemli sayılmalıdır. Önemli sayılmalıdır ama eksiği (bana göre en büyük eksiklik Kasabanın asıl cazibe merkezi yapan tarım dünyasının payıdır) irdelenmelidir. Ben bazı değerlendirmeler yapacağım, yerel bir tarih örneğiyle Turgutlu’yu tarih literatüründeki yerine oturtmaya devam edeceğim.
Emin Kırgıl bildirisinde (cilt I, s. 165 vd), Turgutlu’ya “göç ve yerleşim” güzergâhlarından yola çıkarak bir kimlik belirliyor. Böylece vatan edinme sürecini Türk Dünyası’ndan devralınan tanımlamaları -başka yerleşim alanlarıyla da kıyaslayarak- varılan coğrafi bölgeden esinlenerek uyarlanmış ve türetilmiş nitelikleri esas alıyor. Antik dönemlere aidiyet, boy, oymak vb aşiret ve kişilere bağlılık, dinsel yapılanmaları sürdürme, meslek gruplarına sahiplenme gibi unsurlarla temel atmak istiyor. Tabii ki bu yaklaşım, Manisa tarihiyle ilgili incelemeleriyle, dolayısıyla anılan yöre tarihine ait açıklamalarıyla bu konuda sağlam görüşleri olduğuna inandığım tarihçi Feridun Emecen’in düşünceleriyle uyumlu görünüyor.
Bu arada hemen aklıma Hüseyin Üreten ve Serap Özkan Kılıç’ın makalelerinde Turgutlu için kullandıkları “Troketta” tanımlaması geliyor. Troketta/Turgutlu sinonim yani eşanlamlı olarak kullanılıyor ki Emecen bu düşünceye katılmıyor. Şüphesiz ki, Troketta hakkında yapılan çalışmalar değerlidir ama tarihçiler bunu isim benzerliği olarak algılamaktalar. Özellikle Profesör Feridun Emecen ve onun özgün araştırmalarından yararlananlar, “Troketta” konumunun, bölgeye Türkmen yerleşiminden çok öncelere ait olduğunu ve Turudlu’nun (Turgutlu’nun) Yörük/Konargöçer kriterlerine uymadığı hususunda kararlı durmaktalar.
Sempozyum kitabında yer alan ve Troketta üstüne değerlendirmelerde bulunan Üreten ve Kılıç, antik dönem kaynaklarına ve kimi zaman mitoslara dayandırılan verilere rağmen Turgutlu’nun bilinen Türkmen yerleşiminden önce yer alan tarihsel coğrafyasının ortaya çıkarılmasını arzu etmektedirler. M.Ö. 3. bin yılın başlarına kadar uzatılan antik sürecin aydınlanması, başka bir ifadeyle Lydia, Pers, Hellenistik ve Roma dönemlerine ait bilgilerimizin arttırılması hususunda yol göstermeleri önemsenmelidir. Makale yazarlarından Üreten’in temennisi şöyle: “genel değerlendirmeler incelendiğinde de anlaşılacağı üzere, antik Troketta kenti ve çevresi yapılacak kazı ve araştırmalarla bilim dünyasına çok şey söyleyecek durumdadır” (s.150 vd). Hasan Malay’ın bu yoldaki değerli çalışmalarından biri olan ve Turgutlu yakınındaki Derbent Köyü’nde bulunup, şimdi Manisa Müzesinde korunan Kehanet Yazıtı’nı deşifre ettiği satırlarını aktarmaktadır Kılıç:
“Klaros’taki Apollon’un kehaneti uyarınca Kaiseria Troketta halkı kurtarıcı Apollon’un bu heykelini saygıdeğer tanrılara adadı. Heykel ve kaidesi için gereken parayı Apollon’un rahibi Paphlagonia’lı Glycon’un oğlu Miletos ödedi. Anıtın inşaatını … oğlu Hermogenes yaptı”.
Kehanet, ovanın başına gelen büyük bir felaketle ilgilidir; Troketta merkezlidir; bütün ovayı tüketen, yeni doğanları yok eden, kurtulması imkansız bir hastalık olarak yazılmıştır. Halk, kehanet merkezi Klaros’taki (günümüzdeki Ahmetbeyli) Apollon tapınağına yakarmış, felaketten kurtulmanın yollarını aramıştır (s.158).
Suç makinesi suçüstü yakalandı