Bu Haberi Yazdır

TURÇEP: “Çaldağı’nda artık hiçbir şirket bir ağacın dalına bile dokunamayacak”

DANIŞTAY 8. Dairesi Çaldağı için orman tahsis izni veren Manisa 1. İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu ve ormanlık alanlarda madencilik faaliyetleri yapılamayacağını belirtip verilen iznin iptalini istedi.

Danıştay 8. Dairesi, Anayasa’nın 169. Maddesine dayandırarak aldığı 11 Temmuz 2017 tarihli kararında “ormanların korunması gereken en önemli doğal kaynaklardan biri olduğunu” belirterek, Anayasa’nın “ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez” hükmüne göre Manisa 1. İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu ve “eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olduğunu belirttiği Çaldağı’ndaki ormanlık alanın maden şirketine tahsis edilmesi kararında hukuki isabet bulunmadığını açıkladı. Danıştay, bu kararıyla Turgutlu Çaldağı’nda maden şirketi için verilen orman tahsis izninin mahkeme tarafından iptal edilmesini istedi.

Danıştay’ın 11 Temmuz 2017 tarihli bu kararı hakkında açıklamada bulunan TURÇEP (Turgutlu Çevrre Platformu) şunları söyledi: “Danıştay açıkça ‘Çaldağı’nda orman var, olmaz!’ diyor. Bizler yıllardan beri söylüyoruz, bu madencilik projesi uygulanacak olursa, Çaldağı’nda kesilecek ağaç sayısı 2 milyonu bulacak diye. Bu da Çaldağı’ndaki orman dokusunun tamamen yol edilmesi ve Turgutlu ile civar köylerin erozyon tehdidi altına girmesi demektir. Kaldı ki bu miktarda ağaç kıyımı içim hiçbir yerde izin verilemez. Dolayısıyla Danıştay bu kararıyla bizlerin ne kadar haklı olduğunu hukuksal olarak onay verirken, mahkemenin kararını da “hukuki isabet bulunmadığı” gerekçesi ile bozmuş ve ormanlık alanlarda bu tür faaliyetlere izin verilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu  belirtmiştir. Danıştay, ormanlık alanların kamu yararına korunması gerektiğini belirttiği bu kararıyla aynı zamanda Çaldağı’nda madenilik projesine izin veren ÇED raporuna da atıfta bulunarak ÇED raporunun da onaylanmaması gerektiği mesajını vermektedir.”

Danıştay kararının kendilerine henüz yeni tebliğ edildiğini bildiren TURÇEP açıklamasında ayrıca Çaldağı’nda yapılacak olan bilirkişi keşfi ve ÇED raporunun iptali istemiyle ilgili açtıkları dava için de Danıştay 8. Dairesi’nin bu kararının büyük anlam ve önem taşıdığını belirterek, “Bilirkişilerin ve ÇED davasında karar verecek mahkeme heyetinin Danıştay’ın bu kararını göz önüne almaları gerektiğine ve alacaklarına inanıyoruz” dedi ve Danıştay’ın kararının Anayasa’nın 169. Maddesine dayandığını da belirterek, VTG Madencilik şirketi tarafından 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Çaldağı’nda ağaç katliamı yapıldığını hatırlattı ve “Bundan sonra Çaldağı’nda hiçbir şirket bir tek ağacın dalına bile dokunamayacak” dedi.